Ana içeriğe atla
Ana Sayfa
01.03.2017

Kızıltepe JİTEM Davası İzleme Raporu - 17 Şubat 2017

<< TÜM HABERLER

Mahkeme: Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi 

Dosya No: 2014-367 

Duruşma Tarihi: 17.02.2017 

İzleme Ekibi: Şeyma Ürper, Asya Ergün, Nazan Kaynak 

İllüstrasyonlar: Su Vardal

Aralarında Emekli Albay Hasan Atilla Uğur, dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu, Jandarma Komando Bölük Komutanı Ahmet Boncuk ve Başçavuş Ünal Alkan’ın da bulunduğu 9 kişinin, 1990’lı yıllarda 22 kişinin zorla kaybedilmesi veya yasadışı keyfi infaz edilmesinden dolayı yargılandığı Kızıltepe Jitem Davası’nın 8. duruşması 17 Şubat 2017 tarihinde Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşma Öncesine Dair İzlenimler

Duruşma Saati

İzleme ekibi saat 09:15 itibari ile duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşma listesinin salon kapısında asılı olmadığı görüldü. Bekleyen katılımcıların kendi çabaları ile bilgi edinmesi sonucu gizli tanıkların dinlenmesi için yapılması gereken hazırlıkların uzaması sebebiyle, 09:30’da başlaması gereken duruşmanın saat 10:30’a ertelendiği öğrenildi. Saat 10:07’de iki üniformalı polis, duruşma salonunun kapısını açarak duruşmanın başlayacağını belirtti. Bu süre zarfında bir polis de duruşma salonu dışında oturmaktaydı.

Bekleme Salonunun Görünümü

Bekleme salonunda üç sanık müdafii ve bir kısım müşteki vekilleri hazır bulunmaktaydı. Bekleme salonunda müşteki ve müdafii katılımcılara ait ayrı bir bölme bulunmamasının, daha önce de belirtildiği üzere, sanık ve mağdur tarafların katılımcıları arasında rahatsızlık yaratabileceği gözlemlendi.

Görev Mektubu

İzleme ekibine ait görev mektubu Mahkeme’ye Av. Nazan Kaynak tarafından iletildi ve mektubun zapta geçirildiği görüldü.

1

Duruşmaya Dair İzlenimler

Duruşmaya Katılım

Duruşmaya dava izleme ekibi dışında, iki bağımsız gazeteci, bir çizer, Dihaber ve Evrensel gazetesi çalışanı muhabirler katıldı. Müşteki vekillerinden Av. Senem Doğanoğlu, Av. Nuray Özdoğan, Av. Sinem Coşkun ve Av. Erdal Kuzu ise Mardin 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS yoluyla duruşmaya katıldı. Sanıklardan yalnızca tutuksuz yargılanan Ünal Alkan duruşmaya katıldı.

Gizli tanık “Aydos” da duruşma salonunda başka bir odada duruşmaya katılmak üzere beklemekteydi.

Sanıklar Hasan Atilla Uğur ve duruşmaya katılan Ünal Alkan müdafii Av. Murat Bülent Hattatoğlu, Ahmet Boncuk müdafii Av. Hüseyin Özarslan, Eşref Hatipoğlu müdafii Av. Mehmet Eren Turan, İsmet Kandemir, Abdurrahman Kurga ve Ramazan Çetin müdafii Av. Hasan Ayrancı ve Hasan Atilla Uğur müdafii Av. Mehmet Cengiz de duruşma salonundaydı.

Müşteki Hadra Ünal (Haddure Güven), Şehmus Süer ve Habip Demir ekonomik durumları duruşmaya katılmaya engel teşkil ettiği için müşteki vekili Av. Erdal Kuzu ile birlikte Mardin 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS sistemi aracılığı ile duruşmaya katılmak durumunda kaldı.

Mahkeme heyeti, bir önceki duruşmada yer alan Fevzi Şingar yerine Mahkeme Başkanı Mustafa YiğitsoyTürkan Merdivan (Üye) ve Turhan Kök (Üye) ile birlikte üç kişiden oluşmakta olup, duruşmaya Cumhuriyet Savcısı Levent Savaş’ın da katıldığı tespit edildi.

1

Mahkeme Salonunun Elverişliliği

Bir önceki duruşmada ses sisteminin işleyişine (mikrofon kullanımına) dikkat edilmediği için daha sonradan ses dökümü yapılırken zorlukların yaşandığı gözlemlenmişti.

17 Şubat 2017 tarihli duruşmada ise olumlu bir gelişme olarak, bir önceki duruşmada yaşanan zorlukların dikkate alındığı ve katılımcıların duruşma sırasınca mikrofon kullanmaya özen gösterdiği gözlemlendi. Herhangi bir dikkatsizlikte ise birçok kez konuşmacıların, mübaşir tarafından mikrofon kullanmaları yönünde uyarıldığı görüldü.

Mahkeme Heyetinin ve Mübaşirin Tutumu

Mahkeme heyetinin duruşmayı her iki tarafa da eşit katılım imkânı verecek şekilde yürütme gayretinde olduğu gözlemlendi. Fakat SEGBİS bağlantısının kurulması aşamasında yaşanan sorunlar (duruşma saatinin ertelenmesi vb.) sebebiyle duruşma başlangıcının Mahkeme heyeti tarafından iyi yönetilmediği anlaşıldı. Bağlantı kurulmaya çalışıldığı sırada, Mahkeme Başkanı duruşmanın başladığına dair katılımcılara bilgi vermeden müşteki avukatlara söz vererek duruşmayı fiilen başlattı. Bir müşteki avukatının Mahkeme heyetini uyarması üzerine duruşmanın resmi bir şekilde başladığı Mahkeme heyeti tarafından duyuruldu.

Ayrıca duruşma sırasında mübaşirin, izleyicilerden birine bacak bacak üzerine atmaması, düzgün oturması gerektiği uyarısı yaptığı görüldü.

1

Gizli Tanıkların Dinlenmesi Meselesi

Gizli tanıklar “Aydos” ve “Oğuz”un dinlenmesi beklenen duruşmaya Ergenekon davasında da gizli tanık olan gizli tanık Aydos geldi ama yanında gizli tanık kararı ve nüfus cüzdanı bulunmadığı için dinlenemedi. Mahkeme Başkanı, gizli tanık “Aydos”un duruşma için hazır edildiğini fakat kimliğinin yanında olmamasından dolayı dinlenemeyeceğini belirterek “Tanık Koruma Şubesi ekipleri gizlilik kararını getirmemişler, kimliği de yanında yok. Aydos, aynı zamanda Ergenekon davasında da gizli tanık. Elde kimlik olmadığı için o olup olmadığını bilmiyoruz, o yüzden dinlemeyeceğiz,” dedi.

“Oğuz” isimli gizli tanığın ise deşifre olduğu, ancak kendisine ulaşılamadığı için dinlenemediği belirtilerek, ikamet ettiği Mardin’in Derik ilçesinde ifadesinin alınmasına karar verildi.

Müşteki Beyanları

Mardin’de bulunan müştekiler Habip Demir, Hadra Ünal ve Şehmus Süer, sesli görüntülü sistem üzerinden beyanda bulundu.

SEGBİS ile duruşmaya bağlanan Müşteki Şehmus Süer, 1993 yılında yaşadığı Kızıltepe, Akçapınar köyünün üç gün içerisinde boşaltılması gerektiğine dair jandarma tarafından bilgilendirildiklerini, köy boşaltılması sırasında ise maddi olarak ciddi kayıplara uğradıklarını, bu sebeple davaya müdahil olmak istediklerini belirtti. Bunu üzerine Mahkeme Başkanı, Müşteki Şehmus Süer’in bir önceki beyanını okudu ve beyan müşteki tarafından doğrulandı.

1

SEGBİS ile duruşmaya bağlanan müşteki Hadra Ünal, çevirmen aracılığı ile yaptığı beyanında, Beyaz Toros araba ile dört kişinin evinin önüne geldiğini, iki kişinin arabada kalıp diğer iki kişinin ise evinin girişinde kocasını öldürdüğünü dile getirdi. Mahkeme Başkanı’nın bu kişilerin eşkalleri üzerine yönelttiği soruya cevaben Hadra Ünal, söz konusu bu dört kişiden kocasını öldüren ikisinin korucu görünümlü olduğunu ve puşi taktıklarını, hatta bir tanesinin puşisini eli ile çektiğini ve kişinin sarışın olduğunu ve yüzünü görebildiğini de ekledi. Mahkeme Başkanı’nın şikâyetçi olup olmadığı sorusuna yönelik Ünal, şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini dile getirdi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, Müşteki Hadra Ünal’ın bir önceki beyanını okudu ve beyan müşteki tarafından doğrulandı.

SEGBİS ile duruşmaya katılan müşteki Habip Demir, 1995 Mayıs ayında çobanlık yapan abisi Memduh Demir’in PKK ve Türk askerleri arasında çıkan çatışmada 7. Kolordu Komutanı Eşref Hatipoğlu tarafından Yücebağı kırsalında gözaltına alınıp, bir daha kendisinden haber alınamadığını, daha sonra ise ağabeyinin helikopter ile Diyarbakır’a götürüldüğünü öğrendiğini dile getirdi. Demir, beyanı sonrası şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini ekledi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, Müşteki Habip Demir’in 21.05.2010 tarihli beyanını okudu, beyan müşteki tarafından doğrulandı.

SEGBİS aracılığıyla beyanların alınması sırasında ciddi aksaklıkların ortaya çıkması nedeniyle, SEGBİS sisteminin müştekilerin kendilerini ifade etmeleri açısından sağlıklı bir yöntem olmadığı sonucuna varıldı.

Son Beyanlar ve Talepler

Av. Erdal Kuzu son beyanında bölgede yaşanan hak ihlallerinin cezasız kaldığına ilişkin açıklamalarda bulundu ve JİTEM isimli örgütün o dönem işlediği cinayet ve köy boşaltmaların birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ve bu nedenle müştekilerin katılma talebinin kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Av. Kuzu sanıkların duruşmadan vareste tutulması kararının kaldırılması talebinde bulundu.

Av. Erdal Kuzu  ayrıca dosyanın Mardin’den Ankara’ya nakledilmesinin hak ihlaline sebep olduğunu vurguladı. Av. Kuzu, “Bu davanın özelliği devletin işlediği suçları ortaya çıkaracak bir dava olmasıdır. Davanın maktul ve mağdurlarının devletin yasadışı uygulamalarına maruz kalmalarıdır. Dava ülkede 90’lı yıllarda yaşanan devlet suçlarını ortaya koymaktadır. Bu dava aslında Mardin’de görülmeli ama hiçbir hukuksal dayanağı olmaksızın Ankara’ya nakledildi. Herkesin SEGBİS ile katıldığı bir davada istenilen sonuca ulaşılacak mıdır? Kamuoyunda bu davanın gizli tanık davası olduğu algısı yaratılmak isteniyor ama bu davanın maktulleri kuyularda bulunmuştur. Köy boşaltmalarda gözaltına alınan insanların cesetleri nasıl kuyularda bulunur? Bunu kimse sormadı,” şeklinde konuştu.

1

Av. Erdal Kuzu ayrıca dosyanın Mardin’den Ankara’ya nakledilmesinin müştekilerin davalara katılımını zorlaştırdığını, müştekilerin ekonomik durumunun her duruşmaya katılmaya müsaade etmediğini hatırlattı.

Sanık müdafileri ise, müşteki beyanlarının sanıklara isnat edilen suçlamalarla örtüşmediğini, müşteki Şehmus Süer’in zorla köyünden çıkartılması, malvarlığına zarar verilmesi ve yüzükoyun yere yatırılması olaylarının ilgili dosya kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek, katılma taleplerinin reddini talep ettiler. Ayrıca, Kanun Hükmünde Kararname ile CMK’da değiştirilen Madde 172 gereği, söz konusu kovuşturmanın usule aykırı olduğunu, dosyanın tefrik edilerek beraat kararı verilmesini talep ettiler.

Bu talebe istinaden müşteki Av. Erdal Kuzu ise, duruşma beyanlarında bahsi geçen her türlü infaz, işkence ve köy boşaltma vb. fiillerin iddianamede yer alan örgüt kurma suçuyla örtüştüğünü, çünkü bu fiillerin söz konusu iddiada yer alan örgütün fiili aktivitesi olduğunu gösterdiğini dile getirdi.

Ara Kararlar

Mahkeme, müşteki Abdulkadir Ağaoğlu ve Şehmus Süer’in davayı katılma talebini “suçtan zarar görmedikleri” gerekçesiyle reddederken, müşteki Habip Demir’in “suçtan zarar görme ihtimali” olduğunu belirterek davaya katılma talebini kabul etti. Müşteki Haddure Güven’in (Hadra Ünal) duruşmaya katılma talebinin ise 28 Nisan 2016 tarihli duruşmada kabul edilmiş olduğu beyan edildi.

Gizli tanık “Oğuz”un (Bedran Akdağ) tanık koruma kanunu kapsamındaki tedbir kararı kaldırıldığından, tanığın bir sonraki duruşmada SEGBİS sistemi üzerinden ifade vermek üzere Derik Asliye Ceza Mahkemesi duruşma salonunda hazır bulunmasına karar verildi.

İstanbul dışında Kapalı İnfaz Kurumu’nda bulunan gizli tanık “Aydos”un ve Mardin E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan Salih Kılıçaslan’ın bir sonraki duruşmada hazır bulunmasına karar verildi.

Ayrıca sanıkların duruşmalardan vareste tutulma kararının kaldırılması talebi de reddedildi.

Bir sonraki duruşmanın 10 Mayıs 2017 tarihinde görülmesine karar verildi.

* Bu rapor, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve Açık Toplum Vakfı tarafından desteklenen “Genç İnsan Hakları Savunucularının Cezasızlıkla Mücadele için Güçlendirilmesi” projesi kapsamında yargısal uygulamanın izlenmesi amacıyla Hakikat Adalet ve Hafıza Çalışmaları Derneği ve Şırnak Barosu’nun ortak yürüttüğü Dava İzleme çalışması kapsamında hazırlanmıştır.