Ana içeriğe atla
Ana Sayfa
21.03.2019

Gönül Öztürkoğlu'nun Serbest Bırakılması Çağrısı

<< TÜM HABERLER

İnsan hakları savunucusu ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Malatya Şubesi Başkanı Gönül Öztürkoğlu, üç ayı aşkın bir süredir tutuklu yargılanıyor. İHD adına yürüttüğü çalışmalardan dolayı ‘terör örgütü [PKK] adına eylem ve faaliyette bulunmak‘ ile suçlanan Öztürkoğlu, uzun süreli hapis cezasıyla karşı karşıya.

Gönül Öztürkoğlu, 27 Kasım 2018’de sivil toplum öncüleri ve insan hakları savunucularına yönelik gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklama dalgasında Malatya’da polis tarafından gözaltına alındı ve 30 Kasım’da resmi olarak tutuklandı. O zamandan bu yana ağırlıklı olarak Kürt siyasi partilerine mensup siyasetçilere yönelik yürütülen gizli bir soruşturmada tek insan hakları savunucusu olarak yer alıyor. Öztürkoğlu, PKK örgütünü övme, örgüt propagandası yapma ve üyeliğiyle suçlanıyor. Böyle suçlamalar yapmak, Türkiye’de eleştirel sesleri susturmak için sık kullanılan bir taktik.

Öztürkoğlu aleyhindeki deliller arasında Dünya Kadınlar Günü için gerçekleştirilen bir panel için yaptığı hazırlık, basın açıklamaları yapmak, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılmak ve sosyal medya paylaşımları yer alıyor. Ancak bunlar, Öztürkoğlu’nun bir insan hakları savunucusu ve İHD şubesi başkanı olarak meşru görevi sırasında yürüttüğü faaliyetlerdir.

Öztürkoğlu, şu anda Malatya’dan 100 km uzaklıkta, kadın koğuşunun olmadığı Elazığ Cezaevi’nde tutuluyor. Aynı ceza davasında yargılanan ve duruşmaya şahsen katılabilen erkek tutuklunun aksine, mahkeme binasına nakledilmediği için davasının ilk duruşmasına SEGBİS aracılığıyla katıldı. Duruşmada,  delillerin halihazırda toplanmış olduğu ve sanığın kaçma şüphesinin bulunmadığı gerekçesiyle Öztürkoğlu’nun tutuksuz yargılanması talebinde bulunuldu. Bu ilk duruşmada, iki tutuklu siyasetçi serbest bırakılırken, Öztürkoğlu’nun tahliye talebi reddedildi. Öztürkoğlu davasının bir sonraki duruşması 22 Mart 2019’da görülecek.

Hollanda Helsinki Komitesi (Lahey), Eşit Haklar İçin İzleme Derneği (İstanbul) ve Hakikat Adalet Hafıza Merkezi (İstanbul), insan hakları savunucularının durumuna ilişkin BM Özel Raportörü’nü, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri’ni ve  AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Birimi’ni, Öztürkoğlu’nun davasına müdahil olup tutuksuz yargılanması ve zaten hiç yapılmamış olması gereken suçlamaların geri alınması için Türkiyeli yetkililere baskı yapmaya çağırıyor.

Hollanda Helsinki Komitesi, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği ve Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, Hollanda hükümeti ve diğer AB üyesi devletlerine:

  • 22 Mart 2019’daki duruşma dahil olmak üzere, Gönül Öztürkoğlu’nun davasının duruşmalarında uluslararası diplomatik gözlemin sağlanması;
  • Gönül Öztürkoğlu’nun davasına, başkentler düzeyinde ve Türk hükümetiyle yürütülen üst düzey ikili görüşmeler sırasında öncelikli önem verilmesi;
  • Öztürkoğlu’nun bir sonraki duruşmaya şahsen katılmasına izin verilerek, ayrımcı olmayan muamele dahil olmak üzere adil yargılanma hakkının güvence altına alınması konusunda Türkiyeli yetkililere çağrı yapılması;
  • Ticari ve yatırım ilişkileri dahil, Türkiye ile sürdürülen ilişkilerin, ancak Öztürkoğlu gibi insan hakları savunucularının meşru faaliyetlerini yargı tacizi olmaksızın sürdürebilmeleri sağlandığında güçlendirilmesi çağrısında bulunur.

Hollanda Helsinki Komitesi, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği ve Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, Türkiyeli yetkililere:

  • Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleri doğrultusunda, yalnızca son çare olarak başvurabileceği tutuklu yargılama tedbirine derhal son vermesi, Gönül Öztürkoğlu’nun ivedilikle serbest bırakılması ve Öztürkoğlu’nun Malatya’da görülecek bir sonraki duruşmaya naklinin sağlanması dahil olmak üzere, AİHM’nin 6. maddesinde belirtilen diğer standartlarla tam uyumun güvence altına alınması;
  • Öztürkoğlu’nun İHD bünyesinde insan haklarını savunurken gerçekleştirdiği şiddet içermeyen faaliyetlerle ilgili terörle ilişkili suçlamaların geri alınması;
  • insan hakları savunucularının etnisite, dil ve din ayrımı olmaksızın herkes için insan haklarını ve temel özgürlükleri gerçekleştirme yolundaki çalışmalarına yönelik bir misilleme biçimi olarak adalet sisteminin manipüle edilmesi yerine insan hakların savunucularının güvenliğinin güvence altına alınması çağrısında bulunur.

1