Ana içeriğe atla
Ana Sayfa

1

7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde yürüttüğümüz #90larlaYÜZLEŞMEKiçin isimli kampanyamız çerçevesinde milletvekili adaylarına 90’larla yüzleşmek için vaadlerini sormuştuk. Kampanya çerçevesinde hazırladığımız sorular aynı zamanda Hafıza Merkezi’nin taleplerini de yansıtmaktadır. Aşağıda, barış süreci ve demokratikleşme politikaları öncelikleri çerçevesinde siyasi partilere yönelik önerilerimizi bulabilirsiniz.


Siyasi Partilere Yönelik
Barış Süreci ve Demokratikleşme Politikaları Öncelikleri ve Önerilerimiz

  • Yaşanan yaygın, sistematik ve belirli nüfus gruplarını ya da siyasi kesimleri hedef alan devlet şiddeti pratiklerinin ve devlet suçlarının tanınması/kabul edilmesi, bu suçlar için kamusal alanda en üst düzeyde devlet yetkilileri tarafından özür dilenmesi;
  • 1990’lı yıllarda işlenen insanlığa karşı suçlar başta olmak üzere, Kürt meselesi ekseninde yaşanan çatışmalı dönemde tarafların işlediği ağır ve sistematik insan hakkı ihlallerinin açığa çıkarılması ve faillerin yargı önünde hesap vermelerinin sağlanması; Türkiye’de gerçek bir demokratikleşme yaşanması ve barış sürecinin derinleşmesi için suç işleyen devlet görevlileri açısından cezasızlığa yol açan,
    • zamanaşımı problemi,
    • devlet sırrı yasası,
    • failin yargılanması için izin sistemi,
    • delillerin ve tanıklıkların dikkate alınmaması,
    • etkin soruşturma ve kovuşturma yapılmaması gibi engellerin kaldırılması;
  • Türkiye’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yetkisini tanıyarak Roma Statüsü’ne taraf olması ve Birleşmiş Milletler Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’nin onaylanarak yürürlüğe sokulması;
  • Demokratikleşme ve barış sürecinin derinleşmesi ancak geçmişte yaşanan ve bugün de farklı biçimlerde devam eden devlet şiddeti pratikleriyle ve bu pratiklerin yarattığı siyasi, toplumsal ve insani tahribatla yüzleşmekle mümkün olabilir. Bu yüzleşmenin en önemli araçlarından biri Hakikat Komisyonları’dır. Kurulacak Hakikat Komisyonu:
    • Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde, 12 Eylül askeri darbesini takip eden dönemden bu yana, Kürt meselesinde yaşanan çatışma dahil, çatışmanın tarafları eliyle gerçekleşen ağır ve sistematik insan hakkı ihlallerini kapsayacak şekilde kapsamı, kuruluşu, yürütücüleri, bütçe ve kadrosu belli, yasa güvencesinde, bağımsız ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla oluşturulmalıdır. Hakikat Komisyonu’nun kuruluşunda, komisyonerlerin seçiminde ve ele alınacak ihlal kategorileri belirlenirken toplumsal cinsiyet odaklı bir bakış merkeze alınmalı ve kadınların eşit katılımı prensibi hayata geçirilmelidir.
    • Hakikat Komisyonları’nda toplanan ağır hak ihlali verilerinin en geniş toplumsal kesimlere ulaşması sağlanmalı; bu bağlamda kamuya açık oturumlar, radyo ve televizyon kanallarında verilerin paylaşılması ve ana-akım medyada bu verilerin dolaşıma sokulması düşünülmelidir.
  • 12 Eylül askeri darbesini takiben işlenen, Kürt meselesindeki çatışmalı dönemde ağırlaşarak ve yaygınlaşarak devam eden ağır ve sistematik insan hakkı ihlallerine ilişkin yargılamaları yapmak üzere, uzmanlaşmış, uluslararası ilgili mevzuata ve mahkeme içtihatlarına hakim ihtisas mahkemelerinin oluşturulması;
  • Hakikat arayışı ve adaletin tesisi süreçlerinin tamamında kadınların bilgisine başvurulması ve kadınların hakikat ve adalet mekanizmalarına katılımının sağlanması;
  • Yaşanan devlet şiddeti pratiklerinin yarattığı muazzam tahribatın giderilmesi için, mağdurların kurduğu taban örgütlenmeleri ile birlikte, kapsamlı, çok boyutlu, hak ihlaline uğrayanların ve ailelerinin farklı ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik ve aynı zamanda toplumsal cinsiyet odaklı telafi ve tazmin programlarının oluşturulması;
  • Anıtlar, müzeler ve anmalar yoluyla yaşananların hafızalaştırılarak unutulmaması ve tekrar etmemesi için “Bir Daha Asla!” yaklaşımının yaygınlaştırılması; bu yaygınlaştırmanın en önemli boyutlarından biri Türkiye’de yaşanan ağır ve sistematik hak ihlalleriyle ilgili bilginin tarih ders kitaplarına yazılarak öğrenci gençlik nezdinde toplumsallaşmasının sağlanması;
  • Tanıma ve özür süreçlerinin ardından 12 Eylül askeri darbesi ve sonrasında 1990’lı yıllarda ağır ve sistematik insan hakkı ihlallerine birinci dereceden karışmış tüm devlet görevlilerinin görevlerine son verilerek kurumsal reform yapılması;
  • Vatandaşların devlet şiddeti pratikleri ile ilgili hakikati bilme hakkını ve güçlü bir geçmişle hesaplaşma perspektifini güvence altına alan ve bu anlamıyla Türkiye’nin önceki anayasalarına kıyasla bir kopuş anayasası niteliğinde yeni bir anayasanın yazılması.

 KAMPANYA DEĞERLENDİRMESİ 
  SORU – CEVAP LİSTESİ 
  KAMPANYA GÖRSELLERİ 
  KAMPANYA MANİFESTOSU 

1

Yargılamalar ve Adaletin Tesisi

2

Hakikat Arayışı ve Hakikat Komisyonları

3

Hafızalaştırma Çalışmaları

4

Tazminat Programları

5

Yapısal Reformlar