Ana içeriğe atla
Ana Sayfa
10.03.2020

"Türkiye'de Hafızalaştırma" web sitemizi güncelledik!

<< TÜM HABERLER

Türkiye’deki hafızalaştırma projeleriyle ilgili bir derleme olan Türkiye’de Hafızalaştırma, bu alandaki çalışmaların farklı biçim, kapsam ve işlevlerine dair bir diyalog başlatmayı hedefliyor. Sitede Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana ağır insan hakları ihlallerine uğrayan birçok grup ve bireyle ilgili hafızalaştırma örnekleri bulabilirsiniz. Derlediğimiz 38 hafızalaştırma çalışması arasında hafıza yürüyüşleri, dijital çalışmalar, müze ve sergiler, anıt ve parklar, kültür varlıkları, kitap ve filmler gibi hafızalaştırma örnekleri mevcut.

Türkiye’de Hafızalaştırma web sitesi, World Policy Institute (Dünya Politika Geliştirme Enstitüsü), Fetzer Institute (Fetzer Enstitüsü) ve Hafıza Merkezi’nin işbirliğiyle 2013 yılında başladı. Proje ile ilgili ilk fikir, Hafıza Merkezi olarak hafızalaştırma ile ilgili Aralık 2011’de düzenlediğimiz atölyeye katıldıktan sonra World Policy Institute üyesi Belinda Cooper tarafından önerildi. Projenin amacı, Türkiye’de dışlayıcı, milliyetçi, tek boyutlu bir ulusal hafızanın egemen olduğu hafıza sahasının demokratikleşmesine katkı sunmak amacıyla, farklı aktörler tarafından hayata geçirilen hafızalaştırma çabalarını derlemekti. Bu ilk atölye çalışması sırasında da gündeme gelen hafızalaştırma ile ilgili çok sayıda soruyu ve hafızalaştırmanın insan hakları ve demokrasiye nasıl katkıda bulunabileceğini daha derinlemesine araştırmak amacıyla, Şubat 2013 tarihinde Mardin’de farklı politik, etnik ve dini gruplardan hafızalaştırma ile ilgilenen Türkiyeli katılımcıları bir araya getiren ikinci bir atölye düzenledik. Bu atölyelerde çeşitli siyasi girişimlerden, farklı etnik ve dini kimlikleri temsil eden ve aktif bir biçimde hafızalaştırma çalışmaları yürüten bir katılımcı grubunu bir araya getirdik. Ayrıca zor ve tartışmalı tarihsel süreçlerle baş etmeye çalışan üç ülkeden, Almanya, İsrail ve Bosna’dan hafızalaştırma uzmanları davet ettik. Türkiye’de Hafızalaştırma web sitesi bu atölyenin doğal sonucu olarak ortaya çıktı.

1

Cumartesi Anneleri / İnsanları

2

Diyarbakır Cezaevi

3

Ahtamar Kilisesi

4

Uğur Kaymaz Anıtı

Sitenin 2013’te başlayan ilk versiyonu, geçmişte yaşanmış ve bugün inkâr edilen, bastırılan veya yanlış yorumlanan zulümler ile ilgili Türkiye çapındaki 26 çalışmayla ilgili bilgi içeriyordu. Bu girişimlerin çoğu, daha geleneksel hafızalaştırma biçimleri olan heykeller, ibadet yerleri, parklar, anıtlar ve eski cezaevleri gibi fiziksel anmalardı.

Takip eden yıllarda, hafızalaştırma çalışmalarını yeni nesiller için daha cazip ve erişilebilir kılabilecek yeni yol ve yordamlar üzerine düşünmeye başladık. Oyun, sanal gerçeklik gibi mecraların ağır insan hakları ile yüzleşme adına sunabileceği imkanlar üzerine paneller düzenledik. Aynı zamanda insan hakları örgütleri ile yaratıcı disiplinler arasında ortak iş yapma pratikleri kurarak insan hakları alanının yaratıcılık ve hikâye anlatıcılığı kapasitelerini geliştirmeye çalışıyoruz. Böylece 2018-2019 yıllarında hafızalaştırma alanına yönelik odağımız genişledi; hakikati anlatmak için yeni teknoloji ve yöntemlerle daha içli dışlı olduk. Bu bağlamda  Türkiye’de Hafızalaştırma sitesini de güncellemeye ve siteye yeni içerikler eklemeye karar verdik. Hafıza girişimlerinin bu değişen manzarasına yönelik odağımızı öne çıkaracak şekilde 2019’da siteye 12 yeni çalışma eklemeye karar verdik. Böylece site, 38 çalışma hakkında bilgi bulabileceğiniz bugünkü halini aldı. Sitede 38 projeyi biçim özellikleri ve proje sahipliği açısından filtrelemek mümkün.

1

23,5 Hrant Dink Hafıza Mekanı

2

Karakutu Hafıza Yürüyüşleri

3

Kavil: Yıkıntılar Arasında

4

Hafıza Kaydı: Ortak Hikayenin Peşinde

Arkaplan

Türkiye’nin ihtilaflı geçmişi, farklı devlet şiddeti uygulamaları ve tek taraflı, katı bir ulusal hafıza tasavvurunda okunabilir. Hafıza çatışmalarının uzun geçmişinde alternatif hafıza anlatıları gaddarca bastırıldı, inkâr edildi veya manipüle edildi. Fakat bu katı resim 2000’li yılların başlarında değişmeye başladı. Avrupa Birliği’ne üyelik ve demokratikleşmenin gündemin ön sıralarında yer aldığı bu dönemde yeni hafıza alanları, yani farklı görüşlerin birbiriyle karşı karşıya gelebildiği siyasi, kültürel ve sembolik alanlar açıldı. 2000’ler Türkiye’si için bir hafıza patlamasından bile bahsetmek mümkün. Türkiye’de hâkim hafıza anlatısı ve devlet şiddeti repertuarını nasıl anlayabileceğimize dair birbiriyle çekişen farklı grup, girişim ve platformlar bu dönemde ortaya çıkmaya başladı. Müslüman ve muhafazakâr platformlar, feminist ve kadın örgütlenmeleri, Kürt siyasi hareketi içinde mobilize olan Kürtler, radikal solcular, ulusalcı ve seküler oluşumlar, Yahudi ve Hristiyan toplumları, LGBTQI hareketi gibi, birbiriyle rekabet de edebilen farklı siyasi ve kültürel kesimlerin anlatıları kamusal alanda dolaşıma girdi. Hepsi bir arada hafızanın birbiriyle çekişen kesitlerini meydana getirdi.

1

Ancak hafıza patlamasını 2000’lerin başında ortaya çıkan girişimlerle sınırlamak doğru olmaz. Farklı siyasi hareketler zaten kendi politik iddia ve mücadelelerine ilişkin hafıza girişimlerine sahiplerdi. Bu çerçevede, 1980’lerin sonları ile beraber bu siyasi girişimler, siyasi aktörler olarak kendileri de dâhil olmak üzere geçmişle yüzleşmeyi gündeme aldıkları alternatif hafıza sahneleri kurmaktaydılar. Genelde Kürt siyasal hareketi veya feminist hareketi gibi farklı siyasi örgütlenmelerle ilişkili bu gruplar, hafıza patlayışının yeni konjonktüründe de mücadelelerine devam ederek Türkiye’nin alternatif hafıza sahnesini çeşitlendirdiler.

Fakat siyasi iklimin radikal bir şekilde değişmesiyle birlikte Türkiye’nin hafıza iklimi de çarpıcı bir şekilde baskı altına girdi. 2015’te barış sürecinin göz göre göre sona ermesinin ve 2016’da başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişiminin ardından, öncesinde alternatif hafızalaştırma çalışmaları açısından sivil toplum kuruluşları, siyasi oluşumlar ve kamu kurumlarının öncülüğünde genişleyen kamusal alan, kapanmaya başladı. Kürt illerinde belediyelerin çatışmasızlık ortamında yaptığı anıtlar ve park isimleri yıkıldı ve değiştirildi. Öte yandan yine bu dönemde Cumartesi Anneleri/İnsanları gibi geçmişi daha eskiye dayanan hafızalaştırma çabaları ile sivil toplum kuruluşlarının daha yakın tarihlerde başlattığı hafıza yürüyüşleri gibi girişimler devam etti. Yine son yıllarda Türkiye’nin hafıza sahnesi birçok bağımsız hafıza girişimine şahit oldu. Bu çalışmaların çoğu fiziksel alanın yerine veya yanına dijital alanı kullandı, daha yenilikçi ve katılımcı yaklaşımları benimsedi.

2

2009’da Ceylan Önkol adını alan Van’daki parkın ismi, 2017 yılında merkezi yönetimin atadığı kayyım tarafından kaldırıldı.

Metodoloji

Bu web sitesi 38 hafızalaştırma girişimine dair bilgi sunuyor. Projeler, projelerin sahibi ve kullanılan mecralar merkeze alınarak sınıflandırıldı. Buna göre projeleri sahiplerine göre dört başlık altında gruplandırdık: Merkezi Yönetim, Yerel Yönetim, Sivil Toplum Kuruluşları ve Sivil ve Politik İnisiyatifler. Mecra olarak ise 7 kategori tanımladık; Hafıza Yürüyüşleri, Dijital Çalışmaları, Müzeler ve Sergiler, Anıtlar ve Parklar, Kültür Varlıkları, Kitaplar ve Filmler.

Sitenin bütün hafızalaştırma çalışmalarını veya hafıza alanının tüm bileşenlerini kapsamak gibi bir hedefi yok. Bilindiği gibi hafızalaştırma, zor geçmişlerle yüzleşmenin önde gelen yollarından biri. Hafıza anıtları veya kamusal hatırlama eylemleri biçimsel olarak geniş bir çeşitlilik gösterebilir: heykeller, parklar, müzeler birer hafıza anıtı olabilir veya daha az kalıcı anma biçimleri arasında gösteriler, tiyatro yapımları ve gezici sergiler sayılabilir. Bunlara eğitim etkinlikleri, ortak öğrenim ve iletişim çalışmaları eklenebilir. Dijital anmalar, kitap ve şehir turlarının çevrimiçi halleri, Facebook üzerinden yürütülen yurttaş işbirliklerinde olduğu gibi dijital ortamda şekil alabilir. Bu seçkide amacımız hafızalaştırma çalışmalarına dair tüm bu farklı yöntem, biçim ve yaklaşımlara dair geniş bir yelpazeyi sunmak.

Politik güçler tarafından manipüle edildikleri takdirde hafıza anıtları ihtilafları vurgulayabilir veya çatışmayı yüceltebilir, bunun sonucunda da yeni düşmanlıkları körükleyebilir. Ancak hafıza anıtları yeni kuşakları eğiterek, düşünme, iyileşme, dışlamayı sona erdirme ve uzlaşma gibi süreçleri teşvik ederek ve hatta bir kefaret işlevi görerek daha yapıcı bir amaca da hizmet edebilir. Bu web sitesinin sunmak istediği hafızalaştırmanın barış ve demokratikleşmeye katkıda bulunan bu boyutu.

Bu bilgi derlemesi son 100 yıl içerisinde, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana haksızlığa uğrayan birçok grup ve birey tarafından oluşturulan olumlu hafızalaştırma örneklerinin altını çiziyor. Seçilen örnekler insan hakları fikrini güçlendirmeyi, inkâr edilen veya bastırılan tarihsel olaylarla ilgili olarak daha geniş kitlelere konuşmayı ve son aşamada Türkiye’nin çok yönlü nüfusunu oluşturan çok sayıda etnik, politik ve dini grup arasında anlayış ve uzlaşma sağlamaya yardımcı olma çabalarını vurguluyor.

1

“80’lerde Lubunya Olmak” ve “90’larda Lubunya Olmak” kitapları

2

Barış Portreleri: 10 Ekim 2015’te Kaybettiğimiz Yaşamlara Bir Bakış

3

Cins Adımlar: Toplumsal Cinsiyet ve Hafıza Yürüyüşleri

4

Vicdan ve Adalet Nöbeti

Derleme içeriğini önümüzdeki dönemde geliştirmeyi öngörüyoruz. Amacımız, derlemenin dünyanın çeşitli yerlerinden hafıza anıtları, işlevleri ve etkileri konusunda bilgilerle desteklediğimiz bir tartıma platformuna dönüşmesi. Böylece hafızalaştırma etrafında samimi bir tartışma ve etkileşim yaratmayı umuyoruz.