Ana içeriğe atla
Ana Sayfa

“Dünyada işlenmiş en büyük kötülükler önemsiz, yani birey olmayı reddeden insanlar tarafından işlenmiştir.” -- Hannah Arendt 

 

Vizyonumuz: Hak ve özgürlüklerin korunduğu, geçmişiyle yüzleşebilen ve hatalarından ders çıkartan, barış, demokrasi ve yüzleşme kültürünün hakim olduğu bir toplum hayalini kuruyoruz. 

Misyon ve hedeflerimiz: Geçmişte yaşanmış ve bugün devam eden ağır insan hakları ihlalleri ile ilgili hakikatleri ortaya çıkarmak, ihlallerden etkilenenlerin adalete erişimini desteklemek ve bu ihlallerle ilgili toplumsal hafızayı güçlendirmek için çalışıyoruz.

Neden: Çünkü yüzleşemediğimiz her acı bize yeni acılar olarak geri dönüyor, yarınımızın daha aydınlık olmasını engelliyor. Türkiye’nin tarihi, emperyal geçmişe sahip, milliyetçi ideolojilere yaslanmış birçok devlette olduğu gibi çarpıtılmış, üstü örtülmüş gerçeklikler, kıyımlar, hak ihlalleri ve zulüm örnekleri ile malul. Bir yanda Müslüman olmayan azınlıkların dışlanması, kovulması, onlara yönelik ayrımcı uygulamalar var. Diğer yanda askeri darbeler sivil politikacıları yargılamış, siyasetçiler asılmış, sol muhalefet sindirilmeye çalışılmış. 1980 askeri darbe döneminde yapılanlar insanlığa karşı suç niteliğini almış, cezaevlerinde ve özellikle Diyarbakır Cezaevi’nde akıl almaz işkenceler yaşanmış, Kürt kimliğini yok etmek için politikalar devreye sokulmuş. Kürt isyanının, silahlı çatışma sürecinin çığ gibi büyüyen tahammülfersa ölüm ortamı 40 yıldır çözümsüz kalmış. Ve bugünümüz tüm bu yüzleşilmemiş acıların ipoteği altında yeni acılar üretmeye devam ediyor. Hafıza Merkezi, yaşanmış tüm bu acılar karşısında, “Böyle yaşamaya devam edemeyeceğimize göre ne yapacağız? Başkaları ne yaptı?” sorularının sonucu olarak kuruldu.