Sekiz ay süren yargılama boyunca sanık Hissene Habre tek kelime etmeden ve ifade veren tanıklarla göz teması kurmadan duruşma salonunda oturdu.
Çad eski Devlet Başkanı Hissene Habre aleyhine Senegal’de Olağanüstü Afrika Mahkemesi’nde verilen ömür boyu hapis cezası Nisan 2017’de temyiz sürecini de tamamlayarak kesinleşti. Habre, insanlığa karşı suç, savaş suçu, işkence ve ırza geçme suçlarından mahkum oldu.
Habre, 1982 yılında Fransa ve ABD tarafından desteklenen bir darbeyle devlet başkanlığına geldi ve 1990 yılına kadar yine bu iki ülkenin desteğiyle acımasız bir diktatör olarak Çad’ı yönetti. 1990 yılında genelkurmay başkanı Idriss Deby tarafından alaşağı edilerek büyük bir servetle Senegal’e kaçtı ve yaklaşık 10 yıl boyunca burada lüks içinde yaşadı.
Habre’nin Senegal’e kaçmasından sonra Çad’da Habre’nin işlediği insanlık suçlarını tespit etmek amacıyla kurulan Hakikat Komisyonu, Habre rejiminin katlettiği Çad vatandaşlarının sayısını 40 bin olarak açıklamıştı. 25 yıl gecikerek de olsa Hissene Habre’nin cezalandırılması mağdurlar için tanınma ve kısmi adalet sağlamasının yanısıra birçok açıdan çok önemli.
Öncelikle devletlerin hangi milletten olursa olsun ve suçu nerede işlemiş olursa olsunlar suçluları yargılama sorumluluğunu hatırlattığı için önemli. Senegal’e kaçarak 10 yıl lüks içinde yaşayan Habre’nin cezalandırılması evrensel yargı yetkisi ve uluslararası yargılama uygulamasıyla gerçekleştirildi.
Nedir evrensel yargı yetkisi?
Bilindiği gibi Şili diktatörü (1973-1990) Augusto Pinochet’nin 1998 yılında Londra’da bir ziyaret sırasında tutuklanması, uluslararası adalet açısından bir dönüm noktası olmuştu. İspanyol savcı Baltasar Garzon, Şili’de işlediği insanlığa karşı suçlar nedeniyle Pinochet aleyhine bir iddianame hazırlamış, bu iddianamenin kabulünden 6 gün sonra Pinochet Londra’da tutuklanarak sınır dışı edilmiş ve daha sonra Şili’de yargılanmıştı.
Bu, Avrupalı yargıçların evrensel yargılama ilkelerini uyguladıkları ve ülkesinde dokunulmazlık ve afla korunsa bile bir devlet başkanını kendi ülkesi dışında yargıladıkları ilk örnekti. Bu uygulama insanlara kendi işkenceci ve katil devlet yöneticilerinin cezalandırılması konusunda umut olmuş, mağdurların uluslararası yargı mekanizmasını kullanabilmelerinin önünü açmıştı.
Habre’nin yargılanması da Pinochet ile başlatılan bu uygulamanın yarattığı imkanlar kullanılarak yapıldı. Kendi ülkelerinde işledikleri insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları nedeniyle evrensel olarak yargılanma ihtimali, cezasızlık zırhına bürünmüş devlet yöneticilerinin korkulu rüyası. Bu uygulamaya taraf ülkelerde elde edilen bir karar, bu insanların bu ülkelere seyahat etmesi halinde uygulanıyor veya transfer ettikleri servetlerine el konulması sonucunu yaratabiliyor. Yani cezasızlık zırhı evrensel hukuk kuralları çerçevesinde uluslararası yargılama ile kırılabiliyor ve sorumlular kendi ülkeleri dışında da yargılanıp ceza alabiliyor.
Habre’nin cezalandırılmasının ortaya çıkardığı bir diğer önemli nokta da dünyanın çeşitli yerlerindeki insan hakları krizlerinde mağdurların sesi hala duyulamazken Habre yargılamasının bunun aksine bir örnek teşkil etmesi. Yaklaşık 25 yıl süren hukuk mücadelesinin belirleyici gücü, Habre’nin katliamları sonucu hayatta kalabilen mağdurlar ve mağdur yakınları.
Bunlardan biri olan Souleymane Guengueng mağdur örgütlerinin başkanlığını da yaptığı bu yıllardan sonra mahkemede verdiği ifadede, ‘’1988 yılında haksız nedenlerle tutuklandım. Hücremin bu deliliğin derinliklerinden Tanrı önünde bir yemin ettim. Şayet sağ kurtulursam adalet için savaşacaktım, ölenlerin ve kaybedilenlerin anısına. 25 yıl boyunca adalet için mücadele ettik. Bu nedenle işten atıldım, Habre yandaşlarının tehdit ve saldırılarına maruz kaldım ve sonunda sürgüne gitmek zorunda kaldım. Ama bugün buradayım,’’ diyordu.
Hissene Habre aleyhine iddianamenin esasını Souleymane Guengueng ve arkadaşlarının 792 eski mahkumdan elde ettikleri tanıklıklar oluşturuyor.
1990 yılında Habre alaşağı edildiğinde hapishane kapıları açıldı ve hayatta kalmayı başaran Guengueng de serbest kaldı. Yeni devlet yönetimi, Habre’nin suçlarını araştırmak üzere bir hakikat komisyonu kurdu ancak darbeler ve darbelerle işbaşına gelen diktatörlere aşina olan Çadlılar bu Komisyon’a tanıklık etmekte çok gönüllü davranmadı. Guengueng ve arkadaşları 792 eski mahkumdan tanıklık topladı. Bu tanıklıklar daha sonra Habre aleyhine hazırlanan iddianameye esas teşkil etti.
Yıllar boyunca Habre’nin yargılanması için mücadele eden hukukçular ve mağdurların başarılı olabileceğine kimse inanmadı.
Habre’nin davası 20 Temmuz 2015 tarihinde Senegal’de başladı. Bu, Afrika’da gerçekleşen ilk evrensel hukuk davası idi. Aynı zamanda dünyada bir ülke mahkemesinin insan hakları ihlalleri nedeniyle başka bir ülke devlet başkanını yargıladığı ilk örnekti.
27 Nisan 2017 tarihinde Senegal’de kurulan Olağanüstü Afrika Mahkemeleri temyiz yargıçları Habre’nin insanlığa karşı suçlar, işkence ve savaş suçlarından ömür boyu hapis mahkumiyetini onadı. Bir fon kurularak Habre’nin servetinin izinin sürülmesi, servetine el konulması ve mahkumlara tazminat ödenmesine karar verdi.
Sürecin başından beri mağdurları temsil eden ABD’li insan hakları avukatı Reed Broody, Habre’nin yargılanması için 1999 yılından bu yana verdiği mücadele nedeniyle ‘Diktatör Avcısı’ olarak isimlendiriliyor. Broody, “Habre davasından çıkartılacak en önemli ders adaletin sıradan insanlar için erişilebilir olduğudur. Her mağdur Souleymane Guengueng, her aktivist bir ‘diktatör avcısı’ olabilir,’’ diyor. Dava başladığında Çad’ın ikinci kadın avukatı olan, 25 yıldır mağdurlar adına bu davayı yürüten, bu nedenle iki kez suikaste uğrayan avukat Jacqueline Moudiena, ‘’Habre’nin yargılanması ve cezalandırılması dünyanın bütün işkenceci ve diktatörlerine bir gün geçmişleriyle yüzleşmek zorunda kalacaklarını hatırlatıyor. Bütün mağdurlara da er ya da geç adaletin mümkün olabildiğini,’’ diyor.
Cezasızlıkla mücadelenin etkili yollarından biri olan evrensel yargı yetkisi 2016 yılında başka faillere yönelik de kullanıldı. 2016 yılında 13 devlet 47 ayrı davada bu yönteme başvurdu. Aralarında Suriye, Rwanda, Nepal, Guatemala ve Irak’ın da bulunduğu ülkelerdeki failler evrensel hukuk yetkisi nedeniyle mahkeme önüne çıkarılabildi. Guantanamo Komutanları Fransa’da yargılanabildi.
1 Aralık – Habre alaşağı edildi ve Senegal’e kaçtı.
26 Ocak – Senegal’de yedi Çad vatandaşı Habre aleyhine şikayet başvurusunda bulundu.
3 Şubat – Senegalli bir yargıç Habre aleyhine iddianameyi kabul etti ve Habre için ev hapsi kararı verdi.
4 Temmuz – Politik müdahaleler sonucu Senegal Temyiz Mahkemesi Habre hakkındaki iddianameyi reddeti.
26 Ekim – Çad’da on yedi mağdur Habre’nin işbirlikçileri aleyhine mahkemeye başvurdu.
30 Kasım – Başka mağdurlar Habre aleyhine Belçika’da bir başvuru yaptı.
20 Mart – Senegal Yüksek Mahkemesi iddianamenin reddini onayladı.
17 Nisan – Başkan Wade, Habre’nin Senegal’i terk etmesini istedi.
18 Nisan – Mağdurlar, Senegal aleyhine BM İşkenceye Karşı Komite nezdinde Habre’nin Senegal’de yargılanması için başvuru yaptı.
1 Temmuz – Human Rights Watch’dan Reed Broody ve Olivier Bercault terk edilmiş DDS (Çad Güvenlik ve Belgeleme Başkanlığı) binasında cezaevindeki mahkumların kayıtlarına ilişkinbelgelere ulaştılar. 1208 mahkumun Habre’nin bilgisi dahilinde öldüğünü kanıtlayan bu belgeler mahkemede kullanıldı.
19 Eylül – Belçika, Senegal’e Habre için suçlunun iadesi başvurusu yaptı.
25 Kasım – Senegal mahkemeleri suçlunun iadesi prosedürünü değerlendirecek uzmanlığı olmadığını belirtti.
27 Kasım – Senegal, bu davayı yargılayacak uzman mahkemeyi belirlemesi için konuyu Afrika Birliği’ne taşıdı.
18 Mayıs – BM İşkenceye Karşı Komite, Senegal’in İşkenceye Karşı Sözleşme’yi ve suçlunun iadesi yasasını ihlal ettiğine karar verdi ve Habre’nin yargılanmasını ya da iadesini talep etti.
2 Temmuz – Afrika Birliği, Senegal’den Habre’nin Afrika adına yargılanmasını istedi
Senegal bu yargılamayı gerçekleştirmek üzere yasal düzenlemeler yaptı ancak bu yargılama için gerekli maddi kaynakların yaratılmasını istedi. Bağışçılar ve Senegal 8.6 milyon dolarlık bir bütçe için pazarlık etti.
19 Şubat – Belçika, Uluslararası Adalet Divanı’na başvurarak Senegal’den Habre’nin yargılanmasının veya iadesinin istenmesini talep etti.
18 Kasım – Batı Afrika Ekonomik Topluluğu Yüksek Mahkemesi, Senegal’in Habre’yi özel bir uluslararası mahkemede yargılayabileceği kararını verdi.
10 Aralık – Senegal Devlet Başkanı Wade, “Artık yeter… Habre’den kurtulacağım,’’ dedi.
26 Mart – Macky Sall, Wade’i seçimlerde yenerek devre dışı bıraktı.
20 Temmuz – Uluslararsı Adalet Divanı oybirliği ile, “Senegal hiçbir erteleme olmaksızın Hissene Habre davasını gerekli mercilere yargılanmak üzere iletmeli, bunu yapmıyorsa suçluyu iade etmeli,’’ kararını verdi.
24 Temmuz – Senegal ve Afrika Birliği Senegal’de Olağanüstü Afrika Mahkemeleri’nin (OAM) kurulmasına karar verdi.
8 Şubat – OAM kuruldu.
30 Haziran – Habre gözaltına alındı.
2 Temmuz – Habre insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve işkence ile suçlandı.
25 Mart – Bir Çad Mahkemesi, Habre döneminin 20 güvenlik görevlisini adam öldürme ve işkenceden mahkum etti ve mağdurlara tazminat ödenmesine karar verdi.
2 Temmuz – Habre’nin davası Senegal’de başladı. Ancak avukatları mahkemeye gelmeyince ara verildi ve Mahkeme Habre için yeni avukat atadı.
7 Eylül – Habre’nin duruşmaları devam etti ve 11 Şubat 2016 tarihine kadar sürdü.
30 Mayıs – OAM Habre’yi insanlığa karşı suçlar, savaş suçları tecavüz ve cinsel kölelik de dahil olmak üzere işkence suçlarından ömür boyu hapse mahkum etti.
29 Temmuz – Mahkeme Habre’nin mağdur ve mağdur yakınlarına büyük meblağlarda tazminat ödemeye hükmetti. Habre’nin avukatları davayı temyize götürdü.
27 Nisan – Temyize gönderilen Habre kararı onaylandı. Temyiz mahkemesi ayrıca Habre’nin hükmedilen tazminatları ödemesi için gizli servetinin izini sürecek bir Fon kurulmasına da karar verdi.