Diyarbakır Barosu 13 kişinin zorla kaybedilmesinden sorumlu olduğu iddia edilen Tuğgeneral Musa Çitil’in davasının Çorum’a alınması üzerine bugün bir basın açıklaması yaptı. Açıklamayı aşağıda bulabilirsiniz.
Kamu görevlileri tarafından öldürülen on üç (13) sivil yurttaşın adalet arayan yakınları, adliye kapılarında bu gün bir kez daha hayal kırıklığına uğramışlardır. 1992 – 1994 yılları arasında Mardin İli Derik İlçe Jandarma Komutanı iken 13 sivil-masum insanı gözaltına alarak keyfi ve kısa yoldan infaz ettiği iddiasıyla hakkında Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılan ve halen Ankara İl Jandarma Komutanı olduğu belirtilen Tuğgeneral Musa Çitil, tutuksuz olarak yargılandığı davanın ilk duruşmasına katılmamıştır. Davanın ikinci duruşması olan 25.12.2012 tarihinden hemen önce Adalet Bakanlığının talebi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından davanın bin (1000) kilometreden fazla uzaklıktaki Çorum Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakline karar verilmiştir.
Kamu görevlilerinin sorumlu olduğu insan haklarının ağır ihlalini oluşturan suçların etkili ve adil şekilde soruşturulmayacağı, adli ve idari makamların bu tür suçlardan sorumlu kamu görevlilerini korumaya çalıştığı bu gün bir kez daha anlaşılmıştır. Bundan yedi yıl önce aynı Mahkemede baba-oğulAhmet ve Uğur Kaymaz’ın öldürülmesinden sorumlu özel tim görevlileri hakkında açılan kamu davası da, aynı şekilde ve aynı usulle Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesine nakledilmiş, sanıklar hakkında beraat kararı verilirken, ölenlerin yakınlarının avukatları aynı mahkemede yargılanmaya başlanmıştı.
Türk Ceza Kanunun (TCK) “Davanın Nakli” başlıklı 19. Maddesinin 2. Fıkrası “Kovuşturmanın görevli ve yetkili olan mahkemenin bulunduğu yerde yapılması kamu güvenliği için tehlikeli olursa, davanın naklini Adalet Bakanı Yargıtay’dan ister.”
Bilindiği gibi, Mardin il merkezi, her dönemde neredeyse Türkiye’nin en güvenli merkezlerinden biridir. Keza bir kamu görevlisinin yargılanması için gerekli güvenlik önlemlerinin alınamayacağı iddiası da her türlü dayanaktan ve inandırıcılıktan uzaktır. Davanın birinci duruşmasında, adliye civarında veya Mardin İl merkezinden kamu güvenliği bakımından tehlike oluşturacak hiçbir eylem/davranış görülmemiştir. Açık ki, adli ve idari makamlar, tümüyle sanığın uygun gördüğü yerde ve şekilde yargılama isteğini yerine getirmeye çalışmışlardır. Böyle bir yargılamadan adalettin tecelli etmeyeceği de aşikârdır. CMK’nın davanın nakline ilişkin 19. Maddesindeki usulü hüküm tümüyle amacına aykırı şekilde ve istismar edilerek uygulanmıştır.
Diyarbakır Barosu; her koşulda yakınlarını kaybeden mağdurların adalet arayışında, onların yanında ve onlarla dayanışma içinde olacaktır. Kamuoyunu, insan haklarının ağır ihlalinden sorumlu olan kamu görevlilerinin suç ve cezadan bağışık tutan yargısal kültür ve kararlara karşı mağdurlarla dayanışmaya davet etmektedir.
Saygılarımla,
Av. Tahir ELÇİ
Diyarbakır Barosu Başkanı