Ana içeriğe atla
Ana Sayfa
16.01.2013

2012’de Hafıza Merkezi

<< TÜM HABERLER

Geçtiğimiz yıl “zorla kaybetme” veya Türkiye’deki yaygın kullanımıyla gözaltında kayıpla sorununu merkezin ilk çalışma alanı olarak belirlemiştik. Mağdur ve hak örgütleriyle yaptığımız fikir alış verişlerinin de ışığında zorla kaybetme meselesiyle ilgili aşağıdaki ihtiyaçları tespit etmiştik.

  • Zorla kaybetme suçunu standart ve doğrulanmış biçimde belgelenmesi; merkezi bir yerde toplanması yoluyla    belgelemenin araştırmalara ve geniş kamuoyunun erişimine uygun hale getirilmesi; devlet terörünün ve toplumsal tahribatın bulgularla ortaya koyulması,
  • Zorla kaybetme suçuna ilişkin cezasızlığının son bulması; zaman aşımı ve insanlık suçu gibi konularda emsal yargı kararlarının alınmasının sağlanması ve devletin mağdurların beklenti ve ihtiyaçlarını gözeten adımlar atması,
  • Toplumdaki kayıtsızlığın ve bilgi eksikliğinin giderilmesi; geçmişte yaşanan devlet terörünün geniş kesimlerce öğrenilmesi sayesinde “bir daha asla” yaklaşımının toplumda yer bulması.

2012’de Neler Yaptık?

Belgeleme

Yapılan hazırlıkların ve araştırmaların ardından kaybetme politikasının arka planını, uygulama yöntemlerini, mağdurların beklentilerini ve toplumsal etkilerini anlamak üzere geçtiğimiz yılın yaz aylarında bir saha çalışmasına başladık. Şırnak, devlet terörünün damgasını vurduğu bir yer. İlk saha çalışmasında Şırnak’a odaklanarak kaybetme politikasının mekânsal olarak nasıl biçimlendiğini ve bu insanlık suçunun ne gibi sonuçlar ortaya çıkardığını anlamaya çalıştık.

Çalışmalar kapsamında ağırlıklı olarak Şırnak’ın Cizre, Silopi ve İdil ilçelerinde ve İstanbul’da toplam 93 derinlemesine görüşme yaptık. Bu görüşmelerin 6’sı faili meçhul yakınlarıyla yapıldı, kalan 87 görüşme ise büyük oranda kayıp yakınlarıyla ve aynı zamanda kaybetme politikalarına tanıklık etmiş hak savunucuları, sivil toplum kurumu temsilcileri, siyasetçi ve hukukçularla gerçekleştirildi. Bundan sonraki dönemde saha çalışmalarına devam ederek elimizdeki doğrulanmamış kayıp listesindeki bilgileri doğrulamaya devam edeceğiz.

Toplanan verilerden hareketle bir rapor hazırlıyoruz. Nisan ayında çıkaracağımız raporda kaybetme politikasının arka planına, Şırnak’ın nasıl bir ölüm mekânına dönüştüğüne, devletin kaybetme stratejisini hangi tekniklerle hayata geçirdiğine ve mağdurların deneyimlerine odaklanacağız.

Toplanan verilerden hareketle bir rapor hazırlıyoruz. Nisan ayında çıkaracağımız raporda kaybetme politikasının arka planına, Şırnak’ın nasıl bir ölüm mekânına dönüştüğüne, devletin kaybetme stratejisini hangi tekniklerle hayata geçirdiğine ve mağdurların deneyimlerine odaklanacağız.

Yaptığımız görüşmelerin görsel, işitsel ve yazılı kayıtlarından bir arşiv oluşturuyoruz. Bu arşiv araştırmacılara açık olacak. Ayrıca tüm kamuoyuna açık olacak online bir veritabanının altyapısını tamamlamış durumdayız. Huridocs’un geliştirdiği online bir veritabanına kayıp vakalarıyla ilgili olay, fail, mağdur ve hukuk bilgilerini kapsamlı bir şekilde giriyoruz. 2013’ün ilk aylarında veritabanını önce hak örgütlerine sonra tüm kamuoyuna açacağız.

Hukuki Dokümantasyon ve Dava Takibi

Kayıp yakınlarıyla görüşerek yaptığımız araştırmaya paralel olarak hukuki dokümantasyon çalışmaları yaptık. Kayıplara ait hukuk dosyalarını topladık ve konuyla ilgili avukatlarla görüştük. 2012 sonu itibariyle toplam 202 kayıp hakkındaki hukuki verilere ulaşılmış durumdayız. Bu verileri online veri tabanına da giriyoruz.

Verilere dayanarak yaptığımız ilk analizlerden bireysel hak ve özgürlükle devlet politikalarının çatıştığı durumlarda faillerin saklandığı ve kamuoyunun susturulmaya çalıştığı bir sürecin var olduğu anlaşılıyor. Nisan ayında detaylı bir analizin yer aldığı hukuk alanına özel bir rapor yayımlayacağız.

Verilere dayanarak yaptığımız ilk analizlerden bireysel hak ve özgürlükle devlet politikalarının çatıştığı durumlarda faillerin saklandığı ve kamuoyunun susturulmaya çalıştığı bir sürecin var olduğu anlaşılıyor. Nisan ayında detaylı bir analizin yer aldığı hukuk alanına özel bir rapor yayımlayacağız.

Rapor dört bölümden oluşacak. İlk bölümde hukuk ve siyaset bilimi çerçevesinden zorla kaybetme politikasının genel çerçevesi çizilecek. Cezasızlık ve zaman aşımına odaklanan ikinci bölümde hukuk tekniği ve ceza hukuku açısından kaybetme suçu incelenecek. Üçüncü bölüm Türkiye’ye karşı AİHM’de açılan kaybedilme davaların değerlendiği ve AİHM’e dava götürecek hukukçulara yönelik önerileri içerecek. Son bölümde ise topladığımız dosyalar üzerinden bir değerlendirme çalışmasına ve önerilere yer vereceğiz.

Kaybetme suçuna ilişkin şimdiye kadar çok az sayıda dava açıldı. Diyarbakır’da devam eden Eski JİTEM Komutanı Cemal Temizöz ve Korucubaşı Kamil Atağ’ın yargılandığı davayı yıl boyunca takip ettik. Bunun dışında 13 kaybedilmeden sorumlu olduğu iddia edilen Eski Derik Jandarma Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil’in davasını takip etmeye başladık. Önümüzdeki dönemde bu davaları takip etmeyi ve atıl durumda olan soruşturmaları canlandırmayı hedefliyoruz.

Savunuculuk, İletişim ve Sivil Toplum Desteği

Geçtiğimiz yıl web sitemizi geliştirdiğimiz ve aktif olarak kullandığımız bir yıldı. Siteye Türkçe ve İngilizce’nin yanında Kürtçe sayfa da eklendi. Yıl boyunca web sitesinde zorla kaybetme başta olmak üzere kendi çalışmalarımız ve çalışma alanlarımızla ilgili haberleri paylaştık. Bu sitede uluslararası deneyimlerin aktarılmasına, bu alandaki yeni gelişmelere, merkez çalışmalarına yer vermeye çalışıyoruz. Web sitemiz ileride kısa videolar ve podcast’lerin yayınlanacağı hale gelecek.

Web sitesiyle bağlantılı olarak hak savunucuları, akademisyenler ve karar vericilere düzenli olarak e-bültenler göndermeye başladık. Ayda bir Türkçe, üç ayda bir İngilizce e-bülten gönderiyoruz.

Edindiğimiz bulgulara dayanarak 2013 yılında kamuoyunun farklı kesimlerine yönelik bilgilendirme ve savunuculuk faaliyetleri gerçekleştireceğiz. Faaliyetler arasında sanat projeleri, gençlik çalışması ve karar vericilere yönelik lobi yapmak gibi çalışmalar olacak.

Ortak çalışma yapabileceğimiz hak savunucuları, akademisyenler ve hukukçularla temas kurarak zorla kaybetme suçu vakalarının kamuoyuna anlatımı konusunda fikirler geliştirdik. Yaptığımız belgeleme çalışmalarımızdan edindiğimiz bulgulara dayanarak 2013 yılında kamuoyunun farklı kesimlerine yönelik bilgilendirme ve savunuculuk faaliyetleri gerçekleştireceğiz. Faaliyetler arasında sanat projeleri, gençlik çalışması ve karar vericilere yönelik lobi yapmak gibi çalışmalar olacak.

Sivil toplum kuruluşlarıyla beraber çalışmayı önemsiyoruz. YAKAY-DER, Göç-Der ve TİHV’e küçük destekler vererek bu kuruluşların belgeleme çalışmalarının gelişimini desteklemeye çalıştık.

2011 yılında başlayan Hakikat Komisyonu için Sivil Toplum Girişimi toplantılarının devamı niteliğinde olan toplantıları gerçekleştirdik. İHD Diyarbakır Şubesi ve TİHV belgeleme alanındaki deneyimlerini belgeleme sunumları adını verdiğimiz toplantılarda paylaştı. Bu toplantılara önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz.

Yüksekova’nın bir köyünde 1990’larda ilkokulda okuyan çocukların hikâyesinden hareketle savaşı anlatan bir belgesel filmin çalışması tüm yıl devam etti. Dilek Gökçin’in çektiği filmin gösterimlerini bu yıl yaygın bir biçimde yapmayı hedefliyoruz.

WPI’la Hafızalaştırma Projesi

Geçtiğimiz yıl ayrıca World Policy Institute’la hafızalaştırma üzerine bir proje başladık. Proje kapsamında Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yerel yönetimler ve STK’lar tarafından gerçekleştirilen hafıza mekanları ve hafızalaştırma projelerinin bir kataloğu oluşturulacak. Bu yıl bu katalog bir web sitesi haline getirilecek. 2011 yılında yaptığımız Anıtlar,  Müzeler ve Anma Girişimleri Atölyesi’nin devamı niteliğinde bir toplantıyı önümüzdeki Şubat’ta Mardin’de düzenleyeceğiz. Hafızalaştırma pratiklerinin paylaşılacağı ve tartışılacağı bu toplantıya yurtdışındaki iyi örnekleri hayata geçiren kişiler ve Türkiye’deki hafızalaştırma projelerinden temsilciler katılacak.

AHDA’yla Bölgesel Ağ

Columbia Üniversitesi Insan Hakları Öğrenimi Enstitüsü bünyesindeki Tarihsel Diyalog ve Hesap Verebilirlik biriminin (Historical Dialogue and Accountability / AHDA) ortak olduğu bir proje kapsamında tarihsel diyalog ve geçmişle yüzleşme konularında çalışan kuruluşlarla bölgesel bir ağ kurmak üzere çalışmaya karar verdik. Çalışmaları bu yıl hızlandıracağız.