Ana içeriğe atla
Ana Sayfa
06.09.2023

Geçmişle Yüzleşmek için: Zamansız Suçların Zamanaşımı Olmaz!

<< TÜM HABERLER

Türkiye Cumhuriyeti tarihi, emperyal geçmişe sahip, milliyetçi ideolojilere yaslanmış birçok devlette olduğu gibi çarpıtılmış, üstü örtülmüş gerçeklikler, kıyımlar, hak ihlalleri ve zulüm örnekleri ile malul. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminden bu yana Ermeni, Rum, Süryani, Yahudi, Kürt ve Alevi birey ve toplulukların maruz kaldıkları katliam, ağır insan hakları ihlalleri, ayrımcılık ve nefret söylemi ile Cumhuriyet’in 100. yılının kutlandığı günlerde hâlâ yüzleşilmiş değil. 

Hafıza Merkezi olarak 1990’larda işlenen ağır insan hakları ihlallerini belgelemek ve günümüze olan tezahürlerini anlamak için son on yıldır çalışıyoruz. 1990’larda devlet görevlilerinin dahliyle yaygın ve sistematik olarak işlenen hukuk dışı infazlar ve zorla kaybetmelere ilişkin 2009-2014 yıllarında peş peşe düzenlenen iddianamelerle açılan 12 davayı yakından takip ettik. Bu davaların önemli kısmı sanıkların beraati ile sonuçlandı. 1990’lı yıllarda işlenen hukuk dışı infaz ve zorla kaybetme suçlarına ilişkin olan bu davalarda etkili bir kovuşturma yürütülmedi ve suçların cezasız bırakılması sağlandı. Zamanaşımı süreleri de insan hakları ihlallerine ilişkin davaların düşürülmesi için sıklıkla kullanılan bir yöntem oldu. Musa Anter cinayeti ve Ayten Öztürk’ün zorla kaybedilmesine ilişkin dosyalar, otuz yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğu gerekçesiyle 2022 yılının Eylül ayında düşürüldü. Bu durum, Türkiye yakın tarihindeki “zamansız suçlar”ın 1990’larda işlenmiş olanlarına ilişkin davaların da önümüzdeki günlerde sırayla zamanaşımına uğradığını göreceğimiz anlamına geliyor.

Bu sebeple, Hafıza Merkezi olarak zamanaşımı kavramının Türkiye’de ağır insan hakları ihlallerine ilişkin yargılamalardaki suistimalini değerlendirmeyi ve konu etrafındaki farkındalığı artırmayı amaçlayan bir dizi faaliyet düzenleyeceğiz.

Bu çerçevede önümüzdeki günlerde:

  • Zamanaşımı kavramını hukuki, siyasi ve tarihsel boyutlarıyla ele alan uluslararası bir sempozyum düzenleyeceğiz,
  • Yüzleşmenin zamanla ilişkisine değinen ve dünyadan farklı örnekleri bir araya getiren dört günlük bir film gösterim programında bir araya geleceğiz, 
  • Sosyal medya hesaplarımızdan Türkiye’deki zamanaşımı sorununa dair bilgilendirici içerikler paylaşacağız.

Zamansız Suçlar: Zamanaşımı ve İnsan Hakları Sempozyumu

Tarih: 22 Eylül 2023 Cuma
Mekân: Anarad Hığutyun Binası, Papa Roncalli Sk. No: 128 Harbiye, Şişli, İstanbul 34374

► Sempozyuma kayıt olmak için tıklayın.

10:30 - 12:30
Hukuki, Siyasi ve Tarihsel Bağlam
Moderatör: Emel Ataktürk Sevimli
Hülya Dinçer – MEF Üniversitesi
Saniye Karakaş – Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi (TLSP)
Serdar Tekin – Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV)
Yeşim Yaprak Yıldız – Goldsmiths, University of London

14:00 - 15:30
Uluslararası Mücadele Örnekleri
Moderatör: Noémi Lévy-Aksu
David Roberts – Leigh Day, Birleşik Krallık
Emilio Silva – Asociación para la Recuperación de la Memoria Histórica (ARMH), İspanya
Marcela Perelman – Centro de Estudios Legales y Sociales (CELS), Arjantin

16:00 - 18:00
Türkiye’den Mücadele Deneyimleri, Direnç ve Dönüşüm
Moderatör: Esra Kılıç, Özgür Amed
Abdülaziz Altunkaynak
Dicle Anter
Eren Baskın
Sebla Arcan
Şiyar Kaymaz

Hibrid olarak düzenlenecek sempozyumda bazı sunumlar çevrimiçi olarak yapılacaktır. İngilizce-Türkçe simultane tercüme sağlanacaktır. 

Zamansız Suçlar Film Günleri 

Tarih: 18-21 Eylül 2023, 19.00
Mekân: Kadıköy Sineması – Osmanağa, Bahariye Cad. Kadıköy Pasajı No: 25, Kadıköy, İstanbul 

► Filmlere kayıt olmak için tıklayın.

Arka Plan

Zamanaşımının bir norm olarak, suç işleyenlerin makul sürede cezalandırılması ve geleceklerinin sürekli bir dava açılma riskiyle gölgelenmemesi gibi makul sebepleri olsa da, bu normun devletlerin insanlığa karşı işlenmiş suçları soruşturma ve failleri cezalandırma yükümlülüğünün önüne geçmemesi gerekir. 

Ağır insan hakları ihlallerine ilişkin yargılamalarda standart zamanaşımı kurallarının işletilemeyeceğine dair benzer bir yaklaşım, 1960’lardan bu yana birçok uluslararası sözleşmede ve insan hakları mekanizmalarının içtihatlarında temel ilke olarak benimsenmiştir. Bu kaynaklar arasında Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Konseyi temel ilkeler ve prensipler belgelerini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Amerikalılararası İnsan Hakları Mahkemesi (AAİHM) içtihatlarını sayabiliriz. 

Bahse konu düzenlemelerin ortak noktası, devletlere ağır insan hakları ihlallerini etkili şekilde soruşturma, failleri yargılama, hakikati ortaya çıkarma ve suçun tekrarını önleme gibi bir dizi ödev vermesi. Zamanaşımının ancak devletin bu ödevlerini yerine getirilmiş olması şartıyla geçerli olabileceği, aksi halde zamanaşımı savunmasının ardına saklanamayacağı kabul edilir. 

Türkiye’deki yargı pratiği ise uluslararası hukukta yerleşik hale gelmiş bu normları gözmezden geliyor. Bilindiği gibi Türkiye’de 1990’larda devlet görevlilerinin dahliyle yaygın ve sistematik olarak işlenen hukuk dışı infazlar ve zorla kaybetmelere ilişkin eser sayıda dava açıldı. Bahse konu davalar yargılamada hiçbirşey yapılmadan geçen uzun yılların ardından uygulamada başvurulan ‘dava zamanaşımı’ süresinin aşılmasına çok kısa bir süre kala, 2009-2014 yılları arasında peş peşe düzenlenen iddianamelerle açıldı. 

“Yüzleşme davaları” olarak anılan ve Hafıza Merkezi olarak takip ettiğimiz 12 dava  sanıkların beraati ile sonuçlandı. 1990’lı yıllarda devlet görevlilerinin dahliyle işlenen hukuk dışı infaz ve zorla kaybetme suçlarına ilişkin olan bu davalarda etkili bir kovuşturma yapılmadı ve farklı farklı yöntemlerle işlenen suçların cezasız bırakılması sağlandı. Dargeçit Davası; JİTEM, Musa Anterve Ayten Öztürk Davası; Ankara JİTEM Davası ve Vartinis (Altınova) Katliamı Davası ise son yıllara kadar görülmeye devam etti. 

Musa Anter cinayeti ve Ayten Öztürk’ün zorla kaybedilmesine ilişkin dosyalar, otuz yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğu gerekçesiyle 2022 yılının Eylül ayında JİTEM Ana Dava dosyasından ayrılarak düşürüldü. Madımak Katliamı’nın firari sanıklarının yargılandığı dava ise halen Ankara’da görülmeye devam ediliyor ve 2023 yılının Temmuz ayından itibaren bu dava da zamanaşımına uğrama riski altında. Vartinis Katliamı davasının da bu yıl içinde aynı gerekçelerle düşürülmesi bekleniyor. 

Hafıza Merkezi olarak geçmişte işlenen ağır insan hakları ihlalleriyle yüzleşmenin Türkiye’de barışı tesis etmek için hayati öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Geçmiş suçlarla yüzleşmenin önünde en büyük engellerden biri olan cezasızlık pratikleri ve zamanaşımı sorununu her boyutuyla tartıştığımız bir dizi etkinlik düzenleme fikri de buradan ortaya çıktı.