Hrant Dink Vakfı tarafından verilen Uluslararası Hrant Dink Ödülü’nün 5’incisi Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen törenle sahiplerine verildi. Olgun Şimşek’in sunuculuğunu yaptığı törende, gecenin açılışını ise Hayko Cepkin yaptı. Törende ilk olarak ödül komitesi adına konuşan Ayşe Kadıoğlu, her yıl olduğu gibi bu yıl da ödül sahiplerinin 15 Nisan tarihine kadar gösterilmiş olan adaylar arasından, uluslararası jüri tarafından iki turlu bir seçimle belirlendiğini belirtti. Kadıoğlu, bu seneki ödül sahiplerinin ortak noktalarının “hatırlamak, yüzleşmek ve barış için mücadele etmek” cesaretini göstermeleri olduğunu söyledi.
Törende Boğaziçi Caz Korosu, Türkçe ve İngilizce seslendirdiği ezgilerin yanı sıra Ermeni sanatçı Gomidas’ın Ermenice “Yel, Yel” ezgisini seslendirdi. Sonrasında ise “Işıklar” isimli Türkiye ve dünyadan attıkları önemli adımlarla “geleceğe dair umudu çoğaltan kişi ve kurumların” selamlandığı bir video gösterildi. Videoda, Çeçenistan’da Çeçen-Rus savaşlarında, her iki taraftan yaralılara tıbbi müdahalede bulunan cerrah Khassan Baiev, Türkiye’den Emek Bizim, İstanbul Bizim Platformu, Engellerin Ötesinde Derneği tarafından kurulan Bremen Mızıkacıları Perküsyon Grubu, Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, Haydarpaşa Dayanışması Platformu, Karadeniz İsyandadır Platformu, Taksim Platformu, Gezi Parkı Kütüphanesi, Gezi Parkı’ndaki gönüllü doktorlar gibi birçok kişi ve platform selamlandı.
Gecenin sonunda geçilen ödül töreninde ise, 2013 Uluslararası Hrant Dink Ödülü sahibi Cumartesi Anneleri’ne ödülünü jüri üyeleri Rakel Dink ve Uluslararası Memorial Topluluğu’nu temsil eden Alexander Cherkasov verdi. Ödülü Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları Hanım Tosun, İkbal Eren ve Emine Ocak aldı. Törende konuşan Emine Ocak, Kürtçe yaptığı konuşmasında, “Çok teşekkür ederiz. Ama keşke bu ödülü alma durumunda olmasaydık. Keşke çocuklarımız bizimle beraber olsaydı. Keşke Hrant abi yanımızda olsaydı. Öncelikle gerçekleri yazmaktan taviz vermeyen ve bu yüzden katledilen gazeteci Apê Mûsa ve Vedat Aydın’ı, ülkesinde kendi dilinde şarkı söylemek istediği için linç girişiminde bulunulan ve bu yüzden sürgün hayatı yaşamak zorunda kalan Ahmet Kaya’yı anıyorum” diye konuştu. İkbal Eren ise, “Bu ödülü bizi mücadelemizde yalnız bırakmayan ve emeklerinden dolayı İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi eski Başkanı Muharrem Erbey’e atfediyoruz” dedi.
Ödülün diğer sahibi 1990’lı yıllarda Yugoslavya’da yaşanan çatışmalar sırasında işlenen savaş suçlarını belgeleyen Sırbistan’dan Natasa Kandic’e ise ödülünü İsmail Beşikçi ve Ali Bayramoğlu verdi. Kandic, ödülünü aldığı sırada yaptığı konuşmasında, diyalog, barış ve empati temelinde Türkler ve Ermeniler arasındaki ilişkileri geliştirmeye adamış; ayrımcılık, ırkçılık ve şiddetten arınmış bir dünya için çalışmış olan Hrant Dink adına verilen ödülü almaktan onur duyduğunu söyledi. “Bir anne ya da baba için kayıp olan çocuklarının mezarlarını bile bulmak çok önemlidir” diyen Kandic, “Çünkü hiç olmazsa artık ailelerin gidip ziyaret edebilecekleri bir mezarları olacaktır. Yıllarca bölgem Balkanlarda çok kötü savaşlar yaşandı. Ve şu an yaklaşık 130 bin insan orada yaşanan savaşlardan dolayı kayıp durumda. Türkiye’de yaşanan olayları çok iyi anlıyorum” dedi.