Kızıltepe Jitem (Bıçak Timi) Davası‘nın 2. duruşması bugün (3 Haziran 2015) Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülüyor.
Bu davanın konu aldığı zorla kaybetme olaylarına dair kısa özetleri Hafıza Merkezi’nin Zorla Kaybetmeler Veritabanı’nda yer alan bilgiler ışığında bir araya getirdik. Altta aynı zamanda zorla kaybedilen Mehmet Emin Abak’ın annesi Çiçek Abak ile yapılan görüşmenin video kaydını ve dava sürecinde yaşanan “izin” sorunu ile ilgili değerlendirmemizi de bulabilirsiniz.
1993 ile 1996 yılları arasında Kızıltepe’de yaşanan faili meçhul cinayetlerin JİTEM’e bağlı “Bıçak Timi” tarafından yapıldığı, timin asker, korucu ve itirafçı bileşenlerinin o dönem Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanı olan Hasan Atilla Uğur ve ekibi liderliğinde faaliyet gösterdiği çok sayıda tanık tarafından dile getiriliyor. Bu dönemde Mardin Kızıltepe’de cereyan eden kaybedilme olaylarını alt alta koyduğumuzda hepsinde;
Mehmet Emin Abak’ın annesi Çiçek Abak ile yapılan görüşme:
İstanbul merkezli Ergenekon soruşturmalarının Aydos kod adlı gizli tanığının 27 Ekim 2008’de Albay Hasan Atilla Uğur’un yüzbaşı rütbesiyle Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanı olduğu dönemde yaşanan pek çok faili meçhul cinayetin sorumlusu olduğunu öne sürdü. Bu ifadeler üzerine dosya, önce yetkisizlik kararıyla Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na; buradan da “kapsamlı araştırma yapılması” talimatıyla 10 Ocak 2013’te Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Mağdur ve tanıkların ifadeleriyle genişletilen soruşturmada savcılık zamanaşımına uğrayan ya da takipsizlik kararı verilen dosyaları da incelemeye aldı; mağdur yakınları ve tanıkların ifadeleri doğrultusunda kazı çalışmaları başlattı. Kazılarda ele geçirildikten sonra Adli Tıp Kurumu’nda incelenen kemiklerin çeşitli tarihlerde asker ya da korucular tarafından gözaltına alındıktan sonra akıbetleri bilinmeyen mağdurlara ait olduğu ortaya çıktı.
Davanın 3 Mart 2015’te Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen son duruşmasında, üst düzey komutanların yargılanması için HSYK’dan izin alınması gerektiği gerekçe gösterilerek dava durdurulmuştu. Bu karara dair değerlendirmemizi yargılamalarda izin sorunu başlığı altında altta bulabilirsiniz.
Duruşmayı 3 Haziran 2015 tarihine erteleyen mahkeme, 9 sanığın savunmalarının SEGBİS sistemi ile bulundukları illerde alınmasına karar vermişti. Bugün görülecek duruşma öncesinde dava sürecinde son durum bu şekilde gelişti.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklardan emekli Albay Hasan Atilla Uğur ile dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu’nun konumları/görevleri sebebiyle, yargılama için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndan izin alınması gerektiğine karar verdi. Yargılama izin alınana dek durduruldu.
Ceza Muhakemeleri Kanunu (madde 161, fıkra 5) bir ildeki en yüksek kolluk amirlerinin (emniyet müdürü, üst düzey askeri yetlililer gibi) görevlerini yerine getirirlerken işledikleri suçlarda, hâkimlerin görevlerinden dolayı tâbi oldukları yargılama usullerine tabi olacaklarını belirtir. Bir başka deyişle kanunen kolluk amirlerinin görevleri ile ilgili işledikleri suçlarda yargılanıp yargılanmayacaklarına – tıpkı hakimlerde olduğu gibi – HSYK’dan alınacak izinle karar verilir.
Öte yandan aynı kanun maddesinin 8 numaralı fıkrası, Kızıltepe JİTEM davasının da konusu olan ‘örgütlü suç’ ve TMK 10.’uncu maddeye konu suçların, görev sırasında veya görevinden dolayı işlenmiş olsa bile izne tabi olunmadan doğrudan soruşturulacağını belirtmektedir. Bunun yanı sıra HSYK, 29 Ocak 2015’te Lice Katliamı davası için verdiği kararda, mahkemenin davanın durdurulması yönünde benzer bir kararını bozmuş ve ilgili suçlara istinaden açılan davalarda “hakkında soruşturma yapılabilmesi için izin veya karar alınması gerektiğinden bahisle durma veya düşme kararı verilemez,” ifadesini kullanmıştı.
Kanun maddeleri ve HSYK’nin bir önceki kararı ortadayken mahkeme heyetinin izin alınması yönünde kullanmış olduğu inisiyatifin hatalı olduğunu düşünüyoruz.
Ayrıca Kızıltepe Davası’nda iddianame hazırlanmış ve mahkeme bu iddianameyi kabul etmiş bulunuyor. Şimdi istenen izin bu koşullarda geriye dönük olmak durumundadır. Yani mahkeme heyeti, Kızıltepe Davası’nda davanın devamı için bu verileri kullanmadı ve buna rağmen son duruşmada izin istedi. Bu durum Türkiye’de suç işleyen devlet görevlilerinin yargılanmasının sadece idari değil adli zorluklarını da göz önüne seriyor.
İddianamede, sanık askerlerin bölgede JİTEM’e bağlı olarak korucular ve itirafçılardan oluşan “Bıçak Timi” adında bir tim kurarak cinayet işledikleri, gözaltına aldıkları kişileri infaz ederek cesetlerini yok ettikleri ifade ediliyor.
Davanın asker sanıkları: Ergenekon davasından bir süre tutuklu kalan emekli Albay Hasan Atilla Uğur, dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu, Jandarma Komando Bölük Komutanı Ahmet Boncuk, Başçavuş Ünal Alkan. Dört askerin, Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele’nin (JİTEM) Mardin ve Diyarbakır’daki yöneticileri olduğu iddia edildi. “Bıçak Timi”nin mensubu oldukları öne sürülen korucular ise Abdurrahman Kurga, Mehmet Emin Kurga, Ramazan Çetin, Mehmet Salih Kılınçaslan ve İsmet Kandemir.
Hafıza Merkezi’nin hazırladığı Zorla Kaybetmeler Veritababanı’nda, yargılanmaları için izin talep edilen bu iki üst düzey askeri yetkilinin şüpheli olarak adlarının geçtiği 5 kaybedilme olayında 11 kişinin nasıl zorla kaybedildiği anlatılıyor. Hasan Atilla Uğur ve Eşref Hatiopoğlu‘nun şüpheli olarak adlarının geçtiği alttaki kaybedilme olaylarına üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz:
Dava ismi | Kızıltepe Jitem (Bıçak Timi) Davası |
İddianame tarihi | 20 Temmuz 2014 |
Durum | Mahkeme ilk duruşmada sanıklar Hasan Atilla Uğur ve Eşref Hatipoğlu’nun rütbeleri nedeniyle 5237 s. TCK m.160/5’e dayanarak dosyanın izin istemiyle HSYK’ya gönderilmesine karar verdi. Yargılama izin verilene kadar durduruldu. |
Sanıklar | Emekli Albay Hasan Atilla Uğur, dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu, Jandarma Komando Bölük Komutanı Ahmet Boncuk, Başçavuş Ünal Alkan ve köy korucuları Abdurrahman Kurga, Mehmet Emin Kurga, Ramazan Çetin, Mehmet Salih Kılınçaslan ile İsmet Kandemir |
Suçlamalar | Silahlı örgüt kurmak veya yönetmek, silahlı örgüte üye olmak ve tasarlayarak öldürmek |
Sevk maddeleri | 5237 s. TCK m. 314/1-2 5237 s. TCK m. 82/1.a5237 s. TCK m. 314/1 |
Mağdurlar | Yasadışı ve keyfi infaz edilenler: Abdulvehap Yiğit, Süleyman Ünal, Mehmet Nuri Yiğit, Tacettin Yiğit, Menduh Demir, Yusuf Tunç, Şeyhmus Kaban, İzzettin Yiğit, Yusuf Çakar, Abdurrahman Öztürk, Mehmet Ali Yiğit, Abdulbaki Yiğit.Zorla kaybedilenler: Zübeyir Birlik, Abdulbaki Birlik, Kemal Birlik, Zeki Alabalık, Nurettin Yalçınkaya, Necat Yalçınkaya, Mehmet Emin Abak, Mahmut Abak, Abdulvahap Ateş, Hıdır Öztürk. |
Suç tarihi ve yeri | 1993-1996 yılları arası, Mardin’in Kızıltepe ilçesi |
Yetkili mahkeme | Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi |
Nakil durumu | Mardin’den Ankara’ya nakledildi |