Görselde kullanılan fotoğraf: Hayri Tunç, 24 Şubat 2024.
Yeni mücadele aktörleri eskilerden, eskiler yenilerden neler öğrenebilir? Farklı dönemlerin siyasi atmosferleri o dönemlerde aktif olan kuşakları nasıl etkiledi? Mücadele ve örgütlenme yöntemleri geçmişten bugüne nasıl değişti, nereye gidiyor? Farklı dönemlerin farklı dil ve söylemleri, popüler kavramları neler?
Hafıza Merkezi olarak düzenlediğimiz Hak Mücadelesinde Kuşaklararası Buluşmalar etkinlik serimiz devam ediyor. Serinin üçüncü buluşması “Kayıplar Mücadelesinin Geleceğe Mirası” başlığıyla 20 Nisan Cumartesi günü İstanbul, Beyoğlu’nda bulunan istos ofis’te düzenlenecek. Yüz yüze olarak düzenlenecek bu etkinlikte çevrimiçi katılım veya canlı yayın olmayacak ve kamera kaydı alınmayacak. Etkinliğe kayıt olmak için tıklayın.
1990’lı yıllarda sistematik bir şekilde işlenen gözaltında kayıp suçuna karşı yürütülen mücadele 30 yılı devirmek üzere. Bugün bu mücadeleyi başlatan birinci kuşak, Galatasaray Meydanı'nda büyümüş ikinci ve üçüncü kuşaklara öncülük rolünü devrederken devlet kaybettiklerinin hesabını vermeye hâlâ yanaşmıyor.
Kayıplar mücadelesi bu uzun zaman zarfı içinde her zaman birden fazla kuşağı bir araya getiren bir mücadele oldu. Bir kişinin zorla kaybedilmesi; o kişinin annesi, babası, birçok durumda eşi ve çocuklarıyla beraber bir ailenin üç kuşağını birden içine alan bir travma. Aileler, yakınları ve insan hakları savunucuları birbirlerinin yarasını dayanışma ile sararken aciliyet duygusunu hiç kaybetmeyen 30 yıllık bir mücadele mirası yarattı.
Bu miras kendi içinde nasıl kuşaklara bölündü? Başta nasıl örgütlenildi? Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıp ailelerinin yeni nesilleri için bugün ne ifade ediyor? Zorla kaybetmenin geçmişte kalmış bir devlet şiddeti biçimi haline gelmesi günümüzdeki mücadelenin biçimini nasıl etkiliyor? Daralan mı yoksa genişleyen bir mücadele mi söz konusu? Bu buluşma vesilesiyle bu sorulara birlikte yanıt arayacak, kayıplar mücadelesinin geleceğini hep birlikte tahayyül etmek için geçmişe ve bugüne bakacağız.
Tarih ve saat: 20 Nisan 2024 Cumartesi - 16:00
Yer: istos ofis, Katip Mustafa Çelebi Mah. Pembe Çıkmazı No: 4 Daire: 6 Beyoğlu, İstanbul
Konuşmacılar: Besna Tosun, Nimet Tanrıkulu, Murat Çelikkan, Berke Baş
Moderatör: Hazal Özvarış
Besna Tosun, insan hakları savunucusu. 1984 yılında Diyarbakır, Lice’de doğdu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Medya ve İletişim mezunu. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü ve Anadolu Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı öğrencisi. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon Üyesi ve İnsan Hakları Derneği Merkez Yürütme Kurulu Üyesi. 21 Ekim 1993’te yaşanan Lice Katliamı sonrası ailesiyle birlikte İstanbul’a göç etti. Babası Fehmi Tosun’un 19 Ekim 1995’te evlerinin önünden gözaltına alınarak kaybedilmesine tanık oldu. O tarihten beri Cumartesi Anneleri ile birlikte gözaltında kaybedilen insanlar için hakikat ve adalet mücadelesi yürütüyor.
Nimet Tanrıkulu, insan hakları ve barış aktivisti. Sosyalist feminist. Dersimli. 12 Eylül’de yargılandı. Halen hakkında süren davalar var. İşletme eğitimi sonrası yüksek lisans eğitimini İnsan Hakları Hukuku alanında yaptı. Uzun yıllardır insan hakları, kadın ve barış alanlarında çeşitli kurumlarda örgütlü mücadele yürütüyor. Şu anda çalışmalarını İnsan Hakları Derneği’nde sürdürüyor. 1995 yılında gözaltında kaybedilen insanlar için Galatasaray Meydanı’nda başlatılan Cumartesi Anneleri/İnsanları sivil itaatsizlik eylemine ilk katılanlardandı.
Murat Çelikkan, geçtiğimiz 25 yılda muhabirlikten yayın yönetmenliğine ve köşe yazarlığına gazeteciliğin çeşitli kademelerinde görev aldı. Türkiye insan hakları hareketinin aktif bir üyesi oldu. İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin kurucuları ve üyeleri arasında yer aldı, bu örgütlerin çeşitli kademelerinde görev yaptı. İşkence, ifade özgürlüğü, medya etiği, Kürt meselesi, barış ve geçmişle yüzleşme konularında çalışmalar yürüttü. Kurucularından olduğu Hafıza Merkezi’nde halen yönetici olarak görev yapıyor.
Berke Baş, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde lisans, New School’da Medya İncelemeleri programında yüksek lisans eğitimi gördü. 2002-2017 yılları arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema TV ve Kültürel İncelemeler yüksek lisans programlarında ders verdi. Transit (2005); Nahide’nin Türküsü (2009) ve Beton Park (2010) belgesellerinin yönetmenliğini üstlendi. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinin basketbol takımının üç sezonunu takip eden Bağlar (2016) yurt içinde ve yurt dışında birçok festival gezdi, 2016 SİYAD En İyi Belgesel Ödülü’nü kazandı. 1990’lı yıllarda oğulları ve kardeşleri zorla kaybedilen ailelerin adalet mücadelesini anlatan Dargeçit (2024) isimli belgeseli 43. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Belgesel yarışmasına seçildi.
Hazal Özvarış, 1986 İstanbul doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. T24 internet gazetesinde editör olarak başladığı gazeteciliğe, haftalık söyleşilerle devam etti, yazı işleri müdürlüğü yaptı. Bağımsız Gazetecilik Platformu P24’ün kurucu üyeleri arasında yer aldı. Yüksek lisansını İsveç Enstitüsü bursiyeri olarak Göteborg Üniversitesi'nde siyaset bilimi alanında tamamladıktan sonra Anadolu Kültür’de çalışmaya başladı ve Adalet Atlası podcast projesinin yürütücülüğünü yaptı. İletişim Yayınları’dan 2023'te çıkan Adalet Atlası’nın yanı sıra T24'te yaptığı medya söyleşilerini kapsayan Kayıp Medyanın İzinde: 2012-2018 adlı bir kitabı (P24 Medya Kitaplığı, 2018) yayımlandı.
“Hak Mücadelesinde Kuşaklararası Buluşmalar” serisi ile farklı kuşaklardan aktivistleri, hak savunucularını ve mücadele öznelerini bir araya getirerek birbirimizden öğrenebileceğimiz kuşaklararası bir diyalog alanı yaratmayı hedefliyoruz.
Yaşadığımız dönem, çok sayıda kuşağın bir arada çalıştığı ve örgütlendiği nadir bir dönem. Tüm bu farklı kuşakların değişen tarihsel okumaları, değer dünyaları, risk algıları, benimsedikleri yöntem ve araçları bir yandan ortak mücadele deneyimi için bir zenginlik potansiyeli sunarken, zaman zaman da kuşaklararası gerilimlerin kaynağı olabiliyor. Bu durum, hak mücadelesinde esenlik halinin giderek daha fazla tartışıldığı günümüzde kuşaklararası iletişimi daha da önemli hale getiriyor.
Kuşak tartışması, içinde bulunduğumuz otoriter dönem bağlamında da önemli. Geleceğe dair umutlu bir bakışa sahip olmanın giderek zorlaştığı günümüzde farklı siyasal ve tarihsel dönemlerde edinilmiş mücadele deneyimlerinin kuşaklararası aktarıma özen gösteren bir biçimde tartışılmasına bugün hiç olmadığı kadar ihtiyaç var.
İşte bu sebeplerle, kuşakların hak mücadeleleri içindeki yeri, etkisi ve bir aradalığı üzerine mücadele öznelelerinin kendilerine ayna tuttuğu kamusal bir tartışmayı önemsiyor, bunun mücadele ufkunu ve direngenliğini arttıracağını düşünüyoruz.
Bu tespitlerden hareketle düzenlediğimiz bu seri, kuşaklararası diyalog ve öğrenme ihtiyacına mütevazi bir katkı sunmak üzere, 3 şehirde (Ankara, Diyarbakır, İstanbul) gerçekleştirilecek 4 toplantıdan oluşuyor. Kürt kadın hareketini konu alan ilk buluşmamız 18 Mart günü Diyarbakır’da, barınma hakkı mücadelesine ilişkin ikinci buluşmamız da 23 Mart Cumartesi günü İstanbul’da düzenlendi. LGBTİ+ hakları mücadelesine odaklanacağımız son buluşmamız ise 27 Nisan Cumartesi günü Ankara’da düzenlenecek.