Hafıza Merkezi olarak, Adalet İyileştirir projemiz kapsamında 15-16 Kasım 2024’te İstanbul’da “Çatışma ve İnsan Hakları İhlallerine Yönelik Onarıcı Adalet Yaklaşımları: İmkanlar ve Sınırlar” başlıklı uluslararası bir sempozyum düzenliyoruz.
Bu sempozyumda, onarıcı adaletin ağır insan hakları ihlalleri ve çatışmalara nasıl yanıt verdiği ve bu ihlallerin arkasındaki siyasi ve sosyal dinamikleri dönüştürme potansiyelini ele alacağız. Böylece özel olarak Kürt meselesi ve devam eden ağır insan hakları ihlalleri odağında, onarıcı adaletin ilkeleri ve uygulamalarını tartışmak üzere bir alan açmayı hedefliyoruz. Türkiye'den ve diğer ülkelerden bu alanda çalışan akademisyenleri, psikologları, hukukçuları, eğitmenleri, aktivistleri ve sanatçıları bir araya getirecek olan sempozyum ile mağdurlara destek, sosyal diyalog, hafızalaştırma ve barış inşası alanlarındaki farklı deneyimlere ve yöntemlere dair yeni bir bakış açısı geliştirmeyi umuyoruz.
Tarih: 15-16 Kasım 2024
Yer: Hrant Dink Vakfı, Havak Salonu, Anarad Hığutyun Binası Papa Roncalli Sk. No: 128 Harbiye, 34373 Şişli İstanbul
✍🏻 Kayıt olmak için tıklayın.
🚨 Sempozyuma gösterdiğiniz yoğun ilgi için teşekkür ederiz! Ne yazık ki, mekan kapasitemizin dolması nedeniyle artık yalnızca Zoom üzerinden katılım için kayıt alabiliyoruz. Etkinliği Zoom’dan takip etmek için 12 Kasım 2024 saat 17.00’ye kadar kayıt yaptırabilirsiniz.
🔁 Sempozyum boyunca Türkçe-İngilizce simultane çeviri hizmeti sağlanacaktır.
📤 Sorularınız için bizimle onariciadalet@hafiza-merkezi.org adresinden irtibat kurabilirsiniz.
09.30 - 11.00 - Kavramlar ve Yaklaşımlar: Onarıcı Adaletten Ne Anlıyoruz?
Ara: 11.00 - 11.15
11.15 - 12.45 - Onarıcı Adalet ve Cezalandırıcı Adalet İlişkisi
Öğle Arası: 12.45 - 14.00
14.00 - 15.30 - Barış/Barışma ve Onarıcı Adalet
Ara: 15.30 - 15.45
15.45 - 17.00-Hafıza Sahasına Yeni Yaklaşımlar: “Hafıza ve Gençlik” Projelerinden Örnekler
10.30 - 12.00 - Onarıcı Adalet Perspektifinde Çocuklar ve Gençler
Öğle Arası: 12.00 - 13.00
13.00 - 14.30 - Onarmak ve Dönüştürmek: Onarıcı Adaletin Farklı Temsilleri
Ara: 14.30 - 14.45
14.45 - 16.15 - Yuvarlak Masa: Adalet ve Barış Mücadelesine Onarıcı Adalet Yaklaşımları ne Katar?
Onarıcı adalet kavramı, ilk olarak 1997'de Güney Afrika Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu'nun kurulmasıyla geçiş dönemi bağlamlarıyla ilişkilendirildi. O tarihten bu yana, geçiş dönemi adaleti bir yaklaşım olarak Ruanda, Kuzey İrlanda ve Doğu Timor gibi farklı coğrafyalarda çeşitli kurumlar tarafından benimsenirken, onarıcı adalet daha çok ceza adaleti sistemi kapsamında uygulamaya ve tartışılmaya devam edildi.
Geçiş dönemi adaleti ve onarıcı adalet arasındaki temel yaklaşım farkı, odaklandıkları süreçler ve amaçlar üzerinden ortaya çıkar. Geçiş dönemi adaleti, otoriter rejimlerden demokrasiye geçiş süreçlerinde veya çatışma sonrası dönemlerde yaşanan ağır insan hakları ihlalleriyle yüzleşmek için kullanılan bir dizi mekanizma ve ilkeyi ifade eder. Ağırlıkla hakikati ortaya çıkarıcı mekanizmalar (ceza mahkemeleri, hakikat komisyonları) kullanan bir yaklaşımdır. Amaç, belli bir geçmiş dönemle yüzleşerek adaleti tesis etmek ve gelecekte benzer ihlallerin önlenmesi için yapısal değişiklikler sağlamaktır. Onarıcı adalet ise belli bir dönemle sınırlı olmadan suç veya insan hakları ihlallerinin toplumsal ve siyasal köklerini anlamaya çalışarak yarattığı zararların onarılmasına ve mağdurlar, failler ve topluluklar arasında diyalog ve uzlaşmanın sağlanmasına odaklanan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, sadece suçun cezalandırılması yerine, suçun etkilediği tüm taraflar arasında anlamlı ve kalıcı bir çözüm ve barış süreci yaratmayı amaçlar. Cezalandırmadan ziyade mağdurların ihtiyaçlarına odaklanarak iyileşmeyi ve toplumsal ilişkilerin yeniden inşasını hedefler.
Günümüzde onarıcı adalet, mevcut ceza adaleti sistemlerine alternatif veya tamamlayıcı bir model olarak çatışmalara ve ağır insan hakları ihlallerine tanıklık eden toplumlarda onarım ve uzlaşmanın sağlanması için giderek daha fazla gündeme geliyor. Ancak, cezalandırıcı adalet ile onarıcı adaletin birbirleriyle nasıl ilişkilendiği, onarıcı adaletin ağır insan hakları ihlallerine ne ölçüde uygulanabileceği ve barış ile uzlaşmaya nasıl katkıda bulunabileceği gibi konularda ciddi görüş ayrılıkları mevcut.
Türkiye’de onarıcı adalet kavramı, yüzyıldır tanık olunan hak ihlalleri, katliamlar ve adaletsizliklere rağmen ne yazık ki oldukça az biliniyor ve tartışılıyor. Buna karşın cezasızlıkla mücadele, aktivistler, avukatlar, hayatta kalanlar ve mağdur yakınları açısından uzun yıllardır adalet arayışının merkezinde yer alıyor. Geçiş dönemi paradigması da, özellikle 2000’li yılların çeşitli kırılma dönemlerinde ve 2013-2015 yılları arasında Türkiye devleti ile PKK arasında gerçekleşen barış görüşmeleri sırasında akademisyenler ve aktivistler arasında büyük bir ilgi uyandırdı.
Ancak, 2015'in son aylarında barış sürecinin sona ermesi, Kürt illerinde şiddetin yeniden tırmanması ve ülke genelinde hak savunucularına yönelik baskıların artmasıyla birlikte, devletin yapısal bir dönüşüm geçirmesini öneren geçiş dönemi adaleti yaklaşımı gündemdeki yerini kaybetmeye başladı. Öte yandan, sivil alanın giderek daralmasına ve geçiş dönemi adaletinin önerdiği ilke ve mekanizmalar için bir zemin bulunmamasına rağmen, Türkiye’de sivil toplum kuruluşları, taban inisiyatifleri ve bu alanda çalışan akademisyenler, psikologlar, hukukçular, eğitmenler, aktivistler ve sanatçılar hakikat ve adalet taleplerini dile getirmeye, geçmiş insan hakları ihlallerini araştırmaya ve anmaya, hak ihlallerinden ve şiddetten etkilenen mağdurlara ve topluluklara destek sağlamaya devam ediyor.
İşte bu koşullar altında, süreçlere ve toplumsal dinamiklere odaklanan bir yaklaşım olarak onarıcı adaletin, Türkiye bağlamındaki mevcut yapısal ve siyasal koşullar altında sınırlarını ve imkanlarını eleştirel bir bakış açısıyla tartışmanın güçlendirici bir perspektif sunabileceğine inanıyoruz. Bu nedenle, bu sempozyumda Türkiye'den ve diğer ülkelerden bu alanda çalışan akademisyenleri, psikologları, hukukçuları, eğitmenleri, aktivistleri ve sanatçıları bir araya getirerek, onarıcı adaletin Türkiye’deki rolünü tartışmayı ve potansiyelini birlikte keşfetmeyi hedefliyoruz.
Ajnura Akbaš, Savaş Çocukluğu Müzesi'nde araştırma koordinatörü olarak çalışmakta ve müzenin çocukların silahlı çatışma sırasında büyüme deneyimlerine adanmış araştırma-belgeleme projelerinde yer almaktadır. Royal Holloway Londra Üniversitesi'nden tarih alanında yüksek lisans derecesine sahip olan Akbaš, şu anda London School of Economics'te (LSE) Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları alanında doktora çalışmalarını sürdürüyor.
Asena Günal, ODTÜ Uluslararası İlişkiler bölümünde lisans, aynı üniversitenin Sosyoloji bölümünde yüksek lisans, Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü’nde doktora yaptı. 1998-2005 yılları arasında İletişim Yayınları’nda editör olarak çalıştı. 2008’de Depo’da program koordinatörü olarak çalışmaya başladı. Türkiye’de sanatta sansürü belgeleyen araştırma platformu Siyah Bant’ın kurucu ve araştırmacılarından olan Günal, 2014 yılında Columbia Üniversitesi AHDA programına katıldı. 2019 yılı Alman-Fransız İnsan Hakları ve Hukuk Devleti Ödülü sahibi olan Günal halen Anadolu Kültür’ün direktörü olarak çalışmaya devam ediyor.
Aycan Diril, Çukurova Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim dalında lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2008’den bu yana çok sayıda dernek, kurum ve toplumsal örgütlerde savaş ve çatışma bölgelerinde yaşayan çocuklarla ilgili psikolojik, hukuki, eğitim ve sağlık politikalarını esas alan program, proje ve çalışmalarda yer aldı. Yine uzun yıllardır Kadın özgürlük mücadelesi yürüten hareketlerle birlikte hem akademi ve yazın alanında hem de sendikal çalışmalarda cinsiyet ayrımcılığına karşı faaliyetler yürüttü. Jineolojî Dergisi, Jin Dergi, Yeni Yaşam gibi gazete ve yayınlarda cinsiyet ayrımcılığına karşı özgürlük pratikleri, beden politikaları, özne inşası, cinsel politikalar gibi alanlarda yazılar yazdı. 2021’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitiren Diril, Diyarbakır’da avukatlık mesleğini sürdürüp hak mücadelesi alanında çalışmalar yürütmeye devam ediyor.
Azad Günderci, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olup psikiyatri alanında uzmanlık eğitimini tamamladı. Uzmanlık tezi yılın en iyi bilimsel çalışma ödülüne layık görülen Günderci, psikodinamik destekleyici psikoterapi,bilişsel davranışçı psikoterapi ve travma terapileri alanında uzun yıllar süren eğitimlerini tamamlayarak terapist ünvanını aldı. Afet bölgelerinde yürütülen STK çalışmalarında saha çalışanı, süpervizor, eğitimci koordinatör ve danışman olarak yer aldı. Bilimsel makaleleri ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlanan Günderci üniversitelerde psikoloji yüksek lisans bölümlerinde öğretim üyesi olarak görev aldı. Psychology Kurdî dergisi yazarlarından olan Dr. Azad Günderci halen psikiyatrist olarak çalışmaya devam ediyor.
Berivan Emine Korkut Duisburg-Essen Üniversitesi'nde sosyoloji lisans ve yüksek lisansını tamamladı. 2015 yılından bu yana Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nde çalışıyor. CİSST’te Hapiste Sağlık alanı ve Mahpus Danışma Hattı’nda görev alan Korkut 2020'den bu yana Savunuculuk Koordinatörü olarak çalışmalarını sürdürüyor. Hapishanelerde İfade Özgürlüğü, Türkiye’de Hasta Mahpus Olmak, Hapiste Sağlık, Hekimler İçin Mahpusların Sağlık Hakkı, Deprem ve Hapishaneler Raporu yayınlarına sunduğu katkılarla birlikte 2016’dan bu yana Hapishane İzleme Kurulları raporlarının yayınlanmasına da katkı sağlıyor.
Derya Bozarslan lisans eğitimini Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde tamamladı. 2008’de Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın Avrupa Birliği projeler ofisinde 3 yıl çalıştıktan sonra 2011-2013 yılları arasında Anadolu Kültür’ün Diyarbakır şubesinde (Diyarbakır Sanat Merkezi), 2013-2022 yılları arasında da Anadolu Kültür’ün İstanbul ofisinde, Kürtçe edebiyat ve dil çalışmaları, çocuk kitapları, çocuk hakları ve mülteciler, çatışma ve savaş bölgelerinde yaşayan çocuklarla ilgili yürütülen programlarda görev aldı. Martin Roth İnisiyatifi’nin bursiyeri olarak bir yıl Berlin’de yaşadıktan sonra Türkiye'ye dönen Bozarslan, 2023’ten beri Hafıza Merkezi’nin Hafıza ve Barış programında çocuk hak ihlalleri üzerine çalışıyor.
Emel Ataktürk Sevimli Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezundur. Hukukçu ve insan hakları savunucusu Ataktürk Sevimli, kuruluş yıllarından bu yana İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Helsinki Yurttaşlar Derneği gibi sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarında üye ve yönetici olarak görev aldı. İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi, Boğaziçi Üniversitesi Avrupa Çalışmaları Merkezi ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından verilen eğitimlere öğrenci ve eğitimci olarak katıldı. Bu kuruluşlar tarafından hazırlanan yayınların bir kısmına çalışmalarıyla destek sundu. 2011 yılında Hafıza Merkezi kurucularından olan Ataktürk Sevimli, Hafıza Merkezi‘nde Programlar Direktörü olarak görevini sürdürüyor.
Fatoş İrwen, Dicle Üniversitesi Resim Bölümü’nden mezun olduktan sonra Batman, Diyarbakır ve İstanbul’da yaklaşık on yıl süreyle sanat dersleri verdi. Sanatçı, yıllara yayılan kesintisiz üretim sürecinde adalet, güç ilişkileri, inanç sistemleri, coğrafya, beden politikaları gibi konuları inceliyor. Bu meselelerin birey ve toplumdaki etkilerine odaklanan eserlerini video, fotoğraf, resim, tekstil, yerleştirme ve performans gibi çeşitli alanlarda üretiyor. Aynı zamanda bir aktivist olan sanatçı siyasi nedenlerden dolayı 2017-2020 yılları arasında 3 yıl Diyarbakır Cezaevi’nde siyasi tutsak olarak kalan İrwen orada da üretmeye devam etti. Çalışmalarında bireyin deneyimlediklerinin hafıza, bilinçaltı ve rüyalara yansımalarının yanı sıra, mekan ve beden arasındaki derin ilişkiye odaklanan sanatçı, çalışmalarını İstanbul ve Diyarbakır’da sürdürüyor.
Hanife KardelenIşık lisansını Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü İnsan Hakları yüksek lisans programına devam etti. Uluslararası örgütler ve hak-temelli çeşitli sivil toplum kuruluşlarında gönüllü ve profesyonel olarak çalıştı. Hafızalaştırmanın pedagojisi, diyalog ve barış kültürü eğitimi alanlarında içeriklere katkı sunmaya ve çalışmaya devam eden ekopedagoji meraklısı Işık, yol bisikletiyle ilgileniyor.
Hazal Özvarış Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu. T24 internet gazetesinde editör olarak başladığı gazeteciliğe, haftalık söyleşilerle devam etti; yazı işleri müdürlüğü yaptı. Bağımsız Gazetecilik Platformu P24'ün kurucu üyeleri arasında yer aldı. İsveç Enstitüsü bursiyeri olarak yüksek lisansını Göteborg Üniversitesi'nde siyaset bilimi alanında tamamladıktan sonra Anadolu Kültür'de çalışmaya başladı ve Adalet Atlası podcast projesinin yürütücülüğünü yaptı. Serinin bölümlerinden oluşan ve İletişim Yayınları'dan 2023'te çıkan Adalet Atlası'nın yanı sıra T24'te yaptığı medya söyleşilerini kapsayan Kayıp Medyanın İzinde: 2012-2018 adlı bir kitabı P24 Medya Kitaplığı’ndan yayımlandı.
İdil Elveriş İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Hukuk Yüksek Lisans derecesini 1998’de New Orleans’ta bulunan Tulane Üniversitesi’nden aldı. 2012’de İstanbul Bilgi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler programından doktor ünvanını alan Elveriş avukat ve hukuk danışmanı olarak New York, Kosova, Britanya ve İstanbul’da çalıştı. 2003-2019 yılları arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görev yaparken Türkiye’de hukuk kliniklerinin ve pro bono avukatlık hizmetlerinin öncülüğünü yaptı. İlgi alanları arasında adalete erişim, hukuk ve siyaset, yargı ve alternatif uyuşmazlık çözümleri bulunmaktadır. Aynı zamanda arabulucu olan Elveriş, anlaşmazlıklarla ilgili Anlaşabiliriz isimli İngilizce-Türkçe podcastin yapımcısı olup STKlar ile hukuk büroları arasında köprü kurmaya çalışan Pro Bono Derneği gönüllüsü ve Europen Forum for Restorative Justice üyesidir.
Kerry Clamp Birleşik Krallık’taki Nottingham Üniversitesi’nde Krimonoloji alanında Doçent olarak görev yapıyor. Her ikisi de Routledge tarafından yayımlanan Restorative Justice in Transition (2014) adlı monografisi ve Restorative Justice in Transitional Settings (2016) adlı derleme kitabıyla tanınan Clamp, geçiş dönemlerinde onarıcı adalet konusunda önde gelen bir akademisyendir. Profesör Jonathan Doak ile birlikte kaleme aldığı More Than Words (2012) başlıklı makalesi, demokratik onarıcı adaletinin geçiş dönemi adaleti çerçevesine uygulanmasının zorluklarını eleştirel bir bakışla incelemektedir. Uluslararası Onarıcı Adalet Dergisi’nin (International Journal of Restorative Justice) Uluslararası Danışma Kurulu’nda yer almaktadır. Kurucularından biri olduğu Avrupa Kriminoloji Derneği'nin Onarıcı Adalet Çalışma Grubu'nun eş başkanı ve Dalhousie Üniversitesi Onarıcı Araştırma, İnovasyon ve Eğitim Laboratuvarı'nın bir üyesidir.
Lina Malagon Diaz Batı İngiltere Üniversitesi'nde (UWE Bristol) kıdemli öğretim görevlisi ve Harvard Carr İnsan Hakları Politikası Merkezi'nde Geçiş Dönemi Adaleti araştırmacısıdır. Kariyeri boyunca akademik çalışmalar ile araştırma, hukuki faaliyetler ve özellikle Latin Amerika'da çatışmalardan etkilenen ve çatışma sonrası ülkelerde savunuculuk geliştirme çalışmaları arasında bir denge kuran Malagon Diaz, 15 yılı aşkın bir süre Uluslararası Çalışma Örgütü ve sivil toplum örgütleri için danışman olarak çalıştı. 2016 yılında Kolombiya Bogota Belediye Başkanlığı Mağdur Hakları, Barış ve Uzlaşma Yüksek Komiserliği Direktör Yardımcısı olarak çalışan Malagon Diaz beş yıl boyunca da Kolombiyalı Hukukçular Komisyonu'nda Uluslararası Savunuculuk Direktörü olarak görev yaptı.
Manal Hamdoun Ghandour siyaset bilimi alanında lisansını, Eğitim ve Müfredat Tasarımı alanında yüksek lisansını tamamladı. 15 yılı aşkın süredir Lübnan ve Nijerya’da insan hakları alanında çalışan Manal, halen Lübnan’da savaşta kaybolan ve kaybedilen kişiler üzerinden geçmişle yüzleşme, barış inşası ve insan hakları üzerine çalışan insan hakları örgütü ACT for the Disappeared bünyesinde Proje Koordinatörü olarak çalışıyor. Öğretmenleri eğitmeye ve farklı ortamlarda şefkat ve empati geliştirmeye yönelik önemli bir deneyime sahip olup kuşaklararası travma ve travmaya duyarlı barış inşası ile ilgili tartışmaları ve etkinlikleri aktif olarak yönlendiriyor.
Nesrin Uçarlar 2009 yılında Lund Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden doktora derecesi aldı. Siyaset felsefesi, milliyetçilik teorileri ve geçiş dönemi adaleti üzerine çeşitli üniversitelerde dersler verdi. Geçmişle yüzleşme, adalet ve hakikat arayışı, ırkçılık ve milliyetçilik üzerine çalışmalar ve yayınlar yaptı. 2015 yılında yayınlanan Hiçbir Şey Yerinde Değil kitabının yazarı olan Uçarlar, 2022 yılında Hafıza Merkezi için “Türkiye’de Barışçıl Bir Hakikat Arayışı ve Irçıklıkla Yüzleşme” başlıklı raporu kaleme aldı.
Noémi Lévy-Aksu 2010’de Ecole des hautes études en sciences sociales’dan (EHESS) tarih doktorasını aldı. 2010-2017 arasında Boğaziçi Üniversitesi tarih bölümünde yardımcı doçent olarak çalıştı ve çeşitli akademik yayınlara imza attı. 2016-2018 yıllarında British Academy bursuyla Birkbeck College Hukuk Fakültesi’nde Türkiye’de olağanüstü hal tarihi hakkında araştırma yürüttü. Tarihten hukuka geçiş yapan Lévy-Aksu 2018’de Londra’da Graduate Diploma in Law tamamladı. 2018-2019’da Democratic Progress Institute ve Redress Trust’ın insan hakları-hukuk çalışmalarına katıldı. 2019-2020’da Mercator Stiftung re:constitution projesinin bursiyeri ve Centre for Democracy and Peace Research’ın (CDPR) Türkiye’deki dayanışma akademilerine yönelik kapasite geliştirme programının koordinatörü oldu. 2020’de çalışmaya başladığı Hafıza Merkezi’nde halen Hafıza ve Barış Çalışmaları Programının direktörüdür.
Özcan Alper İstanbul Üniversitesi Fizik ve Bilim Tarihi bölümünde okuduktan sonra sanat ve sinema ile ilgilenmeye başladı. 2007 yılında ilk uzun metrajlı filmi Sonbahar’ı çekti. Sonbahar, 60'tan fazla festivalde gösterildi ve 40'a yakın ödül kazandı. İkinci uzun metrajlı filmi Gelecek Uzun Sürer'in prömiyeri 36. Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapıldı. Üçüncü uzun metrajlı filmi Rüzgarın Hatıraları, Cannes Film Festivali'nin Cinéfondation L'Atelier ve Rotterdam Film Festivali'nin Hubert Bals Fonu tarafından desteklendi. Dördüncü filmi Karanlık Gece ise Berlinale Dünya Sineması Fonu ve Fransız Aide aux cinémas du monde (CNC) tarafından desteklendi. Film, 45. Cinemed Montpellier Uluslararası Film Festivali'nde en iyi film ödülünü ve 59. Antalya Uluslararası Film Festivali'nde en iyi film ve en iyi senaryo ödüllerini kazandı. Özcan Alper 2022’de gösterime giren Âşıklar Bayramı'nın da yönetmenliğini üstlenen Alper halen 2024 yılında çektiği Erken Kış isimli filminin post-prodüksiyon sürecinde. Aynı zamanda Kemal Varol’un aynı adlı kitabından uyarladığı animasyon filmi HAW üzerine çalışmalarını sürdürüyor.
Özlem Zıngıl Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 2007 yılında Galatasaray Üniversitesi Ekonomi Hukuku, 2011 yılında ise İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler yüksek lisans programını tamamladı. Şu anda İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Kamu Hukuku Doktora programına devam ediyor. 2005 yılından bu yana İstanbul Barosu üyesi olan Zıngıl, kurumsal ve serbest avukatlığın yanı sıra Uluslararası Şeffaflık Derneği’nde proje koordinatörü ve genel koordinatör olarak çalıştı. 2017 yılında Hafıza Merkezi ekibine katıldı. Halen Hukuk Çalışmaları Programı’nın direktörü olarak çalışıyor.
Turgut Tarhanlı İstanbul Üniversitesi’nin ardından İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Hukuku öğretim üyesi. 2002- 2019 yıllarında Hukuk Fakültesi dekanlığı; 2000-2020 yıllarında İnsan Hakları Hukuku Araştırma Merkezi müdürlüğü yaptı. Lisansüstü programlarda, Uluslararası İnsan Hakları Hukuku, İş Dünyası ve İnsan Hakları ve İnsan Hakları Aktivizmi derslerini veriyor. Harvard ve Princeton üniversitelerinde uyuşmazlıkların çözümü, müzakere, uluslararası suçlar ve onarıcı adalet konulu projelerde çalışan Tarhanlıiki kez New York Üniversitesi’nde konuk araştırmacı olarak bulundu. Yayımlanmış altı kitabı, Türkçe ve İngilizce makaleleri bulunmaktadır. 2001 yılında, Türkiye’deki mülteci hukuku çalışmaları nedeniyle BMMYK (UNHCR) Başkanı tarafından “Takdir Belgesi” ile ödüllendirildi. Birçok sivil toplum örgütünün kurucularından olan Tarhanlı, İstanbul Barosu üyesidir.
Yasin Duman Queen Margaret Üniversitesi’nde ruh sağlığı ve psikososyal destek ve zorunlu göç alanlarında yüksek lisans dersleri verip, Leuven Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı olarak Êzidîlerin zorunlu göçü, dönüşü ve yeniden entegrasyonu üzerine araştırma yapıyor.. Güncel araştırma konuları arasında “Kürtlerde komedi ve psikososyal iyilik”, “sığınmacılar için sağlık sisteminin entegrasyonu” ve “psikososyal iyiliğin toplumsal belirleyenleri” başlıklı çalışmalar yer alıyor. Akademik çalışmalarının yanı sıra Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü’nün, Suriye, Kürdistan, Afganistan ve Irak’ta yerinden edilenler için yürüttüğü psikolojik destek, koruma, sosyal uyum ve geçiş dönemi adaleti programlarına danışmanlık yaptı.
Bu sempozyum Adalet İyileştirir projesi kapsamında Avrupa Birliği desteği ile hazırlanmıştır. İçeriğin sorumluluğu tamamıyla Hafıza Merkezi’ne aittir ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.