Hafıza Merkezi ve World Policy Institute öncülüğünde, ‘Türkiye’de Hafızalaştırma ve Demokratikleşme’ konulu atölye çalışması 2-3 Şubat tarihinde Mardin’de gerçekleşti.
Tarihi insan hakları ihlalleri ile dolu olan Türkiye’de geçmiş ile yüzleşme tartışmaları sürmekteyken, hafıza alanları yaratarak bu ihlallere sessiz kalma kültürünü zayıflatma çabaları da devam ediyor. Hafıza Merkezi ve World Policy Institute öncülüğünde, ‘Türkiye’de Hafızalaştırma ve Demokratikleşme’ konulu atölye çalışması 2-3 Şubat tarihinde Mardin’de gerçekleşti. Sivil toplum kuruluşları, belediyeler ve hafıza çalışmaları alanında faaliyet yürüten aktivistler katılımıyla gerçekleştirilen bu çalışmada, bir yandan yurtdışı hafızalaştırma örnekleri konu edilirken diğer yandan da Türkiye’de var olan örnekler ve atılması gereken adımlar tartışıldı.
Atölye çalışmasının açılış konuşmasını yapan Columbia Üniversitesi’nden Prof. Elazar Barkan, hafızalaştırma inisiyatifinin son on yıllar içerisinde devletlerden insan hakları ihlallerine karşı mücadele veren toplumsal gruplara geçtiğini belirterek konuşmasına başladı. Prof. Barkan, genellikle rejim değişikliği veya iç savaş süreçlerinde yoğun bir şekilde yaşanan hak ihlallerinin bir daha asla! gerçekleşmemesi adına yapılan hafıza çalışmalarının başlı başına siyasi bir eylem olduğunu kaydetti.
Atölyenin birinci gününde ele alınan ilk hafızalaştırma örneği, Nakba (Filistinlilerin 1948 yılında toplu olarak göç ettirilmeleri) hakkında İsrailli Yahudiler arasında farkındalığı arttırmayı amaçlayan bir sivil toplum kuruluşu olan Zochrot’un kurucularından Eitan Bronstein Aparicio tarafından sunuldu. Aparicio, İsrail’in kuruluş sürecinde işgal ettiği topraklarda Filistinlilere dair silmeye çalıştığı hafızayı canlı tutmak adına yapılan belgeleme ve gezi faaliyetlerini konu edinirken İsrailli Yahudiler’in bu çalışmalara gösterdikleri tepkiler de aktarıldı.
Ardından, Bosna-Hersek’in Prijedor kentinde 1990’lı yıllarda yaşanan savaş sürecinde kaybettirilen ve savaş mağduru ailelerin statü hakları için mücadele veren bir sivil toplum örgütü olan IZVOR’un çalışmaları Emir Hodzic tarafından anlatıldı. Kendi ailesi de savaş mağduru olan Hodzic, savaş mağdurları ve kayıplar konusunda somut hafızalaştırma gayretlerinin baskı ve engellemeler ile karşılaştığı koşullarda ne gibi dinamik ve yaratıcı yöntemlerin kullanılabileceğini örneklerle gösterdi.
Türkiye’de halihazırda var olan çalışmaların nasıl bir çerçevede anlaşılması gerektiğine ve uluslararası örneklerin Türkiye bağlamına hangi kriterler ekseninde taşınabileceğine ilişkin Hafıza Merkezi’nin yaptığı bilgilendirmede, özelikle insan hakları ihlallerine odaklanan hafıza çalışmalarının ve vicdan sahaları yaratılmasının demokratikleşme sürecine katkıda bulunacağı belirtildi. Bununla birlikte, Diyarbakır Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş da geçmişle hafıza alanları yaratarak yüzleşmenin önemi ve Diyarbakır’da yapılması planlanan Vicdan Anıtı hakkında bir konuşma yaptı. Sonrasında, katılımcıların kendi yaptıkları hafızalaştırma çalışmalarını aktarmasıyla atölye çalışması devam etti.
Atölye çalışmasının ikinci gününde ise Almanya’da gerçekleştirilen Yahudi soykırımı mağdurlarını anmak adına başlayan yaratıcı bir sanat projesi olan Stolperstein’ın (Tökezleme Taşları — katledilen Yahudilerin oturduğu mekanların önüne yerleştirilen ‘Burada Yaşadı’ ibaresi ve isminin yer aldığı özel kaldırım taşları), ortaya çıkışı ve projenin genişleme sürecinde karşılan zorluklar Anna Warda tarafından ele alındı. Türkiye’den örnek hafızalaştırma projesi olarak, Hrant Dink Vakfı bünyesinde gerçekleştirilen -Elazığ’a sınırları içinde yer alan eski Ermeni köyü- Havav/Habap’ta bulunan tarihi çeşmelerin restorasyonu projesinin aşama aşama nasıl gerçekleştirildiği, karşılaşılan zorluklar ve projenin yarattığı etkiler Fethiye Çetin ve Zeynep Taşkın tarafından aktarıldı. Türkiye’de yaygınlaşmakta olan hafıza mekanlarının demokratikleşme sürecine nasıl katkı sunabileceğine ilişkin yapılan tartışmalar önümüzdeki dönemde yapılması planlanan hafızalaştırma çabalarına ışık tuttu.
Hafıza Merkezi, ‘Türkiye’de Hafızalaştırma ve Demokratikleşme Projesi’ kapsamında yürüttüğü çalışmalar önümüzdeki aylarda da hız kesmeden sürecek. Türkiye’de var olan hafıza sahaları kataloğu ile bu sahalara ilişkin detaylı bilgilerin yer alacağı bir web sitesi ve kitap çalışması halihazırda devam ediyor.