Türkiye’de bugün uluslararası insan hakları ve anayasal düzenlemelerin her gün ihlal edildiği bir ortam mevcut. Bu rapor, böyle bir ortamda adil yargılanma hakkının temel esaslarından olan savunma hakkının nasıl etkilendiğini ele alıyor.
Kadın hakları savunucularından Barış İçin Akademisyenlere, çevre aktivistlerinden avukatlara, gazetecilerden sivil toplum örgütü (STK) üyelerine kadar pek çok İHS’nin iktidarın hedefi haline geldiği bu dönemde, bu raporla avukatlar üzerindeki baskılara dikkat çekmek istedik. Avukatlar, hakları ihlal veya suistimal edilenler ile insan hakları ve demokrasi için yürüttükleri meşru ve barışçıl çalışmaları nedeniyle yargılanan kişileri savundukları için de insan haklarının savunulmasında çok önemli bir rol oynuyor. Türkiye’de avukatların temsil ettikleri müvekkillerle bağlantılı olarak hedef alındığı görülüyor. Bu rapor avukatlara – savunucuların savunucularına – odaklandığı için, Avukatlar için Avukatlar (Lawyers for Lawyers - L4L) da bu alandaki uzmanlığı ile rapora katkı sağladı.
Rapor, ilk olarak Türkiye’de avukatların artan şekilde maruz kaldığı baskı ve haklarının sınırlandırılmasını anlatan, daha sonra ise avukat camiasının bu gelişmelere karşı direnişini ana hatlarıyla sunan iki ana bölümden oluşuyor. COVID-19 pandemisi sırasında hazırlanan rapor için yapılan görüşmeler ve veri toplama çalışmaları dijital ortamda gerçekleştirildi. Bu, beraberinde araştırmayla ilgili bazı sorunları getirdi, örneğin planlanan görüşmelerin tümü gerçekleştirilemedi. Ancak saldırı altındaki barolardan ve avukat gruplarından güvenilir veriler elde edildi. Bu veri iddianameler, kararlar ve dava dökümleri gibi yasal belgelerde sunulan bilgiler ve eleştirel medya makaleleriyle tamamlandı.