20 yüzyılın sonu hemen yakınımızda Balkanlar’da oldukça vahşi ve kanlı bir savaşa tanıklık etti. Jozip Broz Tito’nun (1892-1980) ölümünden 10 yıl sonra Yugoslavya, oldukça kanlı bir etnik kıyım, soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı işlenmiş suçlarla örülü savaşlar sonucu parçalandı. Yaklaşık 130 bin insan öldürüldü, binlercesi toplama kamplarına atıldı, tecavüzlere uğradı; yüz binlerce insan yüzyıllardır yaşadıkları topraklarından söküldü.
Bu suçların bir kısmı en azından en üst düzey sorumlularının bir kısmı Eski Yugoslavya İçin Kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Bazıları yerel mahkemelerde de mahkûm edildi. Ancak bu kurbanların ne adalet arayışlarını ne de vicdanlarını rahatlatmaya yetmedi. Birbirleriyle savaşmış olan, etnisiteleri nedeniyle zulme uğrayarak topraklarından kopartılmış olan bu halkların bir kısmı azınlık oldukları yerde kurban, çoğunluk oldukları yerde de zalim oldu.
Bu gün eski Yugoslavya halkları, Bosna Hersek, Sırbistan, Hırvatistan, Kosova, Makedonya, Karadağ ve Slovenya diye ayrı devletlerin egemenlikleri altında yaşıyor.
Bu yeni devletlerin oluşumu, milliyetçilik, ulusalcılık ve ulusal kahramanlık damarlarını epeyce şişirmiş olmasına rağmen, bu ülkelerdeki hak örgütleri savaşın bitiminden hemen sonra henüz devletleşme süreçleri tamamlanmamışken bölgede kalıcı bir barışın sağlanması için kolları sıvadı. Düşman devletlerin hele henüz acılar bu kadar tazeyken örgütlerinin beraber çalışmaları hiç kolay olmadı. Birbirlerini ikna etmek için sayısız görüşme, kavga, ayrılma ve uzlaşma yaşadılar. Sonunda 26 Mart 2011’de hak örgütleri, mağdur örgütleri, gençlik örgütleri, savaş gazileri, dini topluluklar, mağdurların yakınları ve diğer bazı bireyler savaş sırasında işlenen insanlığa karşı suçları, savaş suçlarını ve diğer insan hakları ihlallerini tespit etmek üzere bölgesel bir hakikat komisyonu kurulması (RECOM) konusunda anlaştı. Bu Komisyonun hangi zamanı inceleyeceğini (1991- 2001); kimlerden oluşacağını (5 Bosnalı, 3’er Hırvat, Kosovalı, Sırp, 2’şer Makedon, Karadağlı ve Sloven), ne süreyle çalışacağını (3 yıl, en fazla 6 ay uzatılmak üzere) ve yetki alanlarını ve gündemini belirlediler. Bu girişim Karadağ Parlamentosu’nun, Sırbistan ve Hırvatistan Başkanlarının ve bazı siyasi partilerin desteğini aldı.
Aktivistler bir ay içinde söz konusu ülkelerden RECOM girişimini destekleyen 500 bin imza topladı. Şimdi sıra politikacılara geldi. Devlet başkanlarının ve parlamentoların bu Hakikat Komisyonu’nu kabul etmeleri ve Komisyon’un hayata geçmesi için yeni bir kampanya başlatıldı. İnsanlar RECOM’un Facebook sayfasına RECOM’u destek fotoğrafları göndererek kampanyaya destek veriyor.
Kampanya ve Eski Yugoslavya Bölgesel Hakikat Komisyonu hakkında Kosova Memory Book projesini gerçekleştiren ve RECOM girişiminin öncülerinden olan Belgrat merkezli Humanitarian Law Center’dan Sandra Orlovic ile konuştuk:
Yugoslavya’da Uluslararası Ceza Mahkemesi kurulmuşken bir Hakikat Komisyonu’na neden gerek duydunuz?
Çünkü Uluslararası Ceza Mahkemesi çok önemli ve olumlu bir çalışma yapmasına rağmen hem yargılamalarda yetersiz kalarak mağdurların ve yakınlarının adalet duygularını tatmin etmedi hem de bölgede kalıcı bir barış sağlanması için yeterli değil.
RECOM Girişimi niçin tek tek her ülkede değil de, bölgesel bir Hakikat Komisyonu önerdi?
Yugoslavya’daki çatışmaların bölgesel özelliğini göz önünde bulundurarak her ülkenin mağdurlarıyla empati kurulması lazım. Mağdurların siyasal nedenler için manipüle edilmesine ve herkesin kendi kurbanlarının sayısını abartmasına gerçeklerle, gerçek rakamlarla, isimlerle karşı durmak lazım. Geçmişle yüzleşilmesi lazım. Her ülke vatandaşlarının savaş suçları ve büyük insan hakları ihlalleri hakkında gerçekleri kabul etmesinin yanı sıra, bölgede bireyler, halklar ve devletler arasında güvenin yeniden oluşturulması lazım. 14 bine yakın kaybedilmiş insanın yakınlarının gerçeği ve kaybedilenlerin akıbetini ve nerede gömüldüklerini öğrenmeleri ve bütün halkların bu insanlarla dayanışma içinde olması lazım. İnsanların yaşananların neden yaşandığını öğrenme ve bilmeye hakları var.
Farklı ülkelerin örgütlerini ortaklaştırmakta nasıl bir yöntem kullandınız?
Hiç kolay olmadı. Sadece RECOM girişimi 129 tane ulusal ve yerel danışma toplantısı düzenledi. Başlangıçta iş sadece belgeleme üzerineydi kimse bu yaşanların nedenini tartışmak istemiyordu. Hemen hemen hiç kimse RECOM gündemine nedenlerin ortaya çıkartılması gibi bir maddenin katılmasını istemiyordu. “Bu imkânsız,” dendi. “Etnik gerilim ve çatışmaların kökleri çok derinde,” dendi. “Vazgeçin işe Kosova Savaşı’nda başlamanız lazım, yani 1389’dan,”dendi. Ancak süreç katılımcıların sadece işlenen suçları, mağdurları ve zalimleri tespit etmenin yanı sıra bu suçların neden işlendiğinin anlaşılması ve anlatılması gerektiğini kabulüyle sonuçlandı.
Kampanyanın bu aşaması neyi hedefliyor?
Politikacılar “çok olumlu bir gelişme,” demenin ötesinde fazla bir adım atmadı. Bir tek Hırvatistan Devlet Başkanı, RECOM önermelerinin Anayasa ile çelişip çelişmediğini değerlendirmek üzere uzman bir hukukçu grubu kuracağını söyledi. Devletlerin Komisyon’u oluşturmak ve bölgesel bürolar kurmak üzere anlaşma imzalaması gerekiyor. Bu kampanyanın amacı politikacıları harekete geçmeye zorlamak.
Katılmak isteyenler ne yapmalı?
Uluslararası desteğe de çok ihtiyaç var. Bu nedenle herkes ZaREKOM adlı Facebook sayfasındaki örneklere bakarak RECOM’un neden kurulmasını desteklediğini kısaca bir kâğıda yazarak fotoğrafını gönderebilir. Bu sayfada örnekleri de görecekler.
RECOM NEDİR?
RECOM’UN YETKİ ALANI
|