Ana içeriğe atla
Ana Sayfa
07.06.2021

Hafıza ve Sanat Konuşmaları 2020 kitabı çıktı

<< TÜM HABERLER

Hafıza ve Sanat Konuşmaları 2020 kitabımız çıktı. Yayının içeriği, 16-25 Aralık 2020 tarihleri arasında çevrimiçi olarak düzenlediğimiz Hafıza ve Sanat Konuşmalarına dayanıyor. Kitabın yazarları bu konuşma programında yer alan Aslı Zengin, Banu Cennetoğlu, Banu Karaca, Begüm Özden Fırat, Dilan Yıldırım, Ege Berensel, Erden Kosova, Ezgi Bakçay, Nora Tataryan, Özlem Hemiş, Tanıl Bora, Turgut Tarhanlı, Umut Tümay Arslan, Zeynep Günsür Yüceil ve Zeynep Sayın. Katkı verenler arasında sunumlarını yazı haline getiren bu 15 kişinin yanı sıra, önsöz yazısıyla Meltem Ahıska ve proje ekibiyle söyleşi yapan Lara Fresko Madra da bulunuyor. Kitabın editörlüğünü Eylem Ertürk ve Sevim Sancaktar, tasarımını Salih Gürkan Çakar gerçekleştirdi.

Sınırlı sayıda basılan kitaptan edinmek isterseniz bize info@hafiza-merkezi.org adresinden ulaşabilirsiniz.

Kitabı indir

Yayın ve konuşmaların bağlamını oluşturan Hafıza ve Sanat projesi, demokratik değerlerin, hukukun ve insan haklarının üstünlüğünün yıprandığı, sivil toplum hareketinin türlü baskılarla mücadele ettiği günümüz Türkiye’sine sanat alanındaki üretimlerin merceğinden bakmayı hedefliyor. Görsel sanatlar ve gösteri sanatları alanında 2000 yılı sonrasındaki üretimlere odaklanan proje i) araştırma, ii) seçki-arşiv derlenmesi ve iii) yorumlama aşamalarından oluştu. Proje kapsamında iki yıla yakın devam eden araştırma neticesinde önce seçkiye dâhil edilen üretimler belirlendi, ardından bu üretimlere dair çoklu okumalara imkan veren bir süreç kurgulandı. Bu amaçla seçki-arşiv farklı çalışma alanlarından 15 akademisyen, eleştirmen ve sanatçının yorumlarına açıldı ve onlarla beraber 5 tema altında tartışmalar yürütüldü. Daha sonra bu tartışmalar bir konuşma programına, programda yapılan sunumlar da bu yayına dönüştü.

Giriş bölümünden 

“Benjamin, aynı yıl, 1940 yılının sonbaharında bir grup Nazi-karşıtı Almanla birlikte zorlukla ulaştıkları Fransa-İspanya sınırında geçişlerine izin verilmeyeceği haberi üzerine Gestapo’nun eline düşmemek için intihar etti. Geçmişin yıkıntılarına, kayıplarına gözlerini büyük bir me- rak ve dikkatle çevirmiş, bu enkazın içindeki kı- rık parçaları kurtarmaya çalışırken “Cennet”ten kopup gelen fırtınayla olmayan bir geleceğe sü- rüklendi. Benjamin’in tarih tezlerinde fırtına bir alegoridir. “Alegori, dağılan bir dünyanın, şey- lerle anlamın birbirinden koptuğu bir dünyanın biçimidir.”2 Bugünün dünyasında ise hem iklim krizinin neden olduğu kasırgalar ve afetlerle, hem de savaşlar, sürgünler, katliamlar ve kayıp- larla fırtınanın gerçek ve alegorik mevcudiyeti birbirine yakınlaşıyor. Banu Cennetoğlu’nun mültecilerin güncellenen ölüm listelerini gör- selleştiren ve “kâğıtlar üzerinde bir yas tutma”3 olarak düşündüğü işi, mültecilerin teknelerini batıran fırtınayı olduğu kadar insanları yerinden eden savaşların ve onları yollarda ve kamplar- da ölüme mahkûm eden ırkçılığın fırtınasını da hatırlatır.

Bu kitapta, Hafıza Merkezi’nin oluşturduğu ve hâlen oluşmaya devam eden “seçki-arşiv” üzerine yazılan yazılar ve onların değindiği sanat işlerinde fırtınanın esmeye devam ettiğini kuvvetle hissediyoruz. “Gelişme” adı altında toplumsal, ekonomik, askerî, hukuksal çeşitli biçimlere bürünen fırtına, hafızayı yerinden eder, erişilemeyecek, anlamlandırılamayacak, dünyasız ve yaşamsız diyarlara sürükler.”  — Meltem Ahıska