Youth Initiative for Human Rights (YIHR) Sırbistan ve Hafıza Merkezi, 21-23 Haziran tarihleri arasında Belgrad’da “Türkiye ve Batı Balkanlar’da Hafızalaştırma Perspektifleri” adlı üç günlük bir çalıştay düzenledi. Çalıştay, Türkiye’den 15 ve Sırbistan’dan 5 genç hafıza aktivistine, hafızalaştırma süreçleri ve Sırbistan ile Türkiye’de savaşı ve savaş suçlarını anma kültürü hakkında bilgi alışverişi yapma ve aktivist deneyimlerinden öğrenme fırsatı sundu.
Katılımcılar ilk gün Sırbistanlı tarihçi Olga Manojlović Pintar ve Hafıza Merkezi’nden tarihçi Noémi Levy-Aksu ile tanışma oturumu gerçekleştirdi. Bu oturumda, her iki ülke bağlamında da devletlerin yürüttüğü hafıza politikaları hakkında bilgiler verildi ve hafızalaştırma ile ilgili bazı örnek vakalar anlatıldı. Mevcut hükümetler tarafından benimsenen popülist tutum, kolektif hafızayı ve tarihi kontrol etmek ve kamu desteği kazanmak amacıyla giderek daha fazla kullanılıyor. Ancak uzun süredir Türkiye ve eski Yugoslavya ülkelerinde, sivil toplum girişimleri, eleştirel bilim insanları ve etkin sanatsal üretim de geçmiş çatışmaları, hak ihlallerini ve hafızalaştırma süreçlerini yeni bir bakış açısıyla ele almış, böylece milliyetçi söylemlere ve politikalara meydan okumuştur.
Çalıştayın amacı, Avrupa Birliği, Türkiye ve eski Yugoslavya ülkelerinde yürütülen hafıza politikalarına ve hafızalaştırma süreçlerine ilişkin zorluklar hakkındaki bilgimizi genişletmekti. Bu nedenle çalıştay sırasında Belgrad’da iki hafıza yürüyüşü düzenledik. İlk gün Holokost Araştırma ve Eğitim Merkezi’nden (Center for Holocaust Research and Education) Nikola Radić eşliğinde, katılımcılar Belgrad’da bulunan birkaç anıta ziyarette bulunma ve detaylı olarak sosyal kullanım ve yanlış kullanımı tartışma fırsatı buldular: anıtlardan biri Gavrilo Princip’e, diğeri Stefan Nemanja’ya ve iki tanesi de Staro Sajmište kampına adanmıştı..
İkinci gün ise Orli Fridman, katılımcılara 1990’lardaki savaşlardan kalan istenmeyen anıların mirasları çerçevesinde Sırbistan’da hafıza aktivizminin görünümü ve gelişimi hakkında bir sunum yaptı. Post-Yugoslav coğrafyasını bir hafıza bölgesi olarak ele alan Fridman, alternatif takvimlerin ve hafıza aktivistlerinin alternatif anma uygulamalarının yirmi yılı aşkın sürede nasıl geliştiğine dair izlenimlerini bizlerle paylaştı.
Orli Fridman ile yapılan oturumun ardından, Hafıza Merkezi’nden katılımcılar hem Memorialize Turkeyadlı projenin sunumunu gerçekleştirdi hem de Cumartesi Anneleri grubunun çalışmalarını tanıttılar. Cumartesi Anneleri, başlangıçta kayıp yakınlarının akıbeti hakkında açıklama talep etmek için her cumartesi öğlen saat 12’de İstanbul, Türkiye’deki Galatasaray Meydanı’nda yarım saat bir araya gelen bir grup. Çoğunlukla mağdurların annelerinden oluşan ve sivil itaatsizlik örneği olarak tanınan bu grup, Türkiye’deki 1980’lerdeki askeri darbe dönemi ve 1990’larda yaşanan zorla kaybetmeler ve siyasi cinayetlere karşı sessiz oturma eylemlerini birleştirerek toplu bir nöbet yöntemiyle protesto gerçekleştirmeye başladılar. Ancak 25 Ağustos 2018’de Türk yetkililer bu buluşma etkinliklerini süresiz olarak yasakladıklarını açıkladılar. Bu duyurunun ardından Cumartesi Anneleri, yapmayı planladıkları 700. hafta barışçıl protestoları sırasında polis şiddetiyle karşılaştı ve birkaç katılımcı gözaltına alındı. Kasım 2020’de bir savcı, “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamasıyla göstericiler hakkında üç yıla kadar hapis cezası istedi.
Türkiye’den katılımcıların proje sunumundan sonra, her iki ülkedeki üyeler tarafından yürütülen hafıza girişimleri hakkında karşılıklı derinlemesine fikir alışverişini mümkün kılmayı amaçlayan bir etkinlik düzenlendi. Bu etkinlik, bir yandan her iki ülkedeki farklı anma projelerini anlama olanağı sağladı, diğer yandan ise bu girişimleri devlet kurumları ve gençler arasında nasıl teşvik edebileceğine dair verimli bir tartışma ortamı yarattı; özellikle sosyal medyanın avantajlarından yararlanmak konusunda fikir alışverişi yapıldı.
Belgrad’daki İnsan Hakları Hukuku Merkezi’nden (Humanitarian Law Center from Belgrade) bir araştırmacı olan Jelena Jovanović, HLC’nin hafıza alanında son birkaç yılda gerçekleştirdiği dijital anıtları katılımcılara sundu. Sunulan projeler arasında Kosova Hafıza Kitabı, Batajnica Anıt Girişimi ve YIHR tarafından yürütülen Voices of Victims projesi gibi örnekler vardı. Çalıştayın sonunda YIHR Sırbistan’dan Marko Milosavljevic, katılımcılarla gizli toplu mezarlara ilişkin bir etkinlik yürüttü. Etkinlik, 744 Arnavut mağdurun kalıntılarının bulunduğu Sırbistan Polisi Özel Anti-Terör Birimi eğitim merkezinin girişi önünde düzenlendi.
Hafıza Merkezi’nin çalışmaları, geçmişteki insan hakları ihlallerine dikkat çeken ve bu ihlalleri yenilikçi bir şekilde sunan girişimler için uygun bir ortam oluşturmayı hedeflemektedir. 2020 yılından bu yana hedef kitlesini genişleten Hafıza Merkezi, özellikle hükümetin akademik özgürlüğe yönelik saldırıları, ekonomik belirsizlikler ve Türkiye’de sivil alanın daralması gibi etkilere maruz kalan gençlere ulaşmayı hedefledi ve genç nüfusu bir hedef kitle olarak tanımladı. başta olmak üzere daha geniş bir kitleye ulaşmayı ve onları hedef kitlesi olarak belirlemeyi amaçlamaktadır.
Çalıştay, Hafıza Merkezi tarafından 2021’den bu yana yürütülen Hafıza ve Gençlik programının bir parçası olarak planlandı ve 2022’de hafızalaştırma süreçlerine odaklandı. Çalıştay, Olof Palme Uluslararası Merkezi ve AB Batı Balkanlar ve Türkiye’deki Sivil Toplum Kuruluşlarına Teknik Destek Projesi (TACSO) tarafından desteklendi.
İlk olarak YIHR Sırbistan web sitesinde yayımlanan yazının orijinaline buradan erişebilirsiniz: https://www.yihr.rs/en/yihr-serbia-hosts-memory-activists-from-turkey-at-the-workshop-in-belgrade/
Yazıda bahsi geçen kurum ve projeler: