Hafıza Merkezi’nin yürüttüğü Hafıza ve Gençlik projesi Ocak ayı sonunda tamamlandı. Hafıza ve Gençlik kapsamında hazırlanan projelerden biri de, katılımcılardan Berfin Atlı’nın yürüttüğü “Hafızayı Queerleştirmek” adlı sözlü tarih çalışması oldu.
Maurice Halbwachs’ın deyimiyle “etrafımızdaki dilsiz ve hareketsiz bir topluluk” olan eşyalar, geçmişe bugünden bakma pratiğimize nasıl dahil olurlar ve ne tür görevler üstlenirler? Nesneler aracılığı ile hatırlamanın kendisine queer müdahaleler nasıl gerçekleşir? Eşyaları neden saklar veya onlardan kurtulamayız? LGBTİ+’lar kendi bellek nesneleri ile nasıl ilişki kurarlar? Queerin tuhaf, bulanık, akışkan, norm dışı dünyasında eşyalar kendilerine nasıl yer açar?
Berfin’in yürüttüğü çalışma, bu soruların peşine düşerek eşyaların hafıza ile ilişkisine yeniden bakıyor. Kartopu örneklem tekniği ile toplam sekiz queer özne ile yapılmış sözlü tarih görüşmesinden dördünü odağına alarak kişisel ve mahrem eşyaların işaret ettiği kolektif tarihsel süreçlerin izini sürüyor. Görüşmecilerden sakladıkları eşyaları çıkarmaları ve bu eşyaların kendilerine ne hatırlattıkları, neden sakladıkları ve saklamaya devam edip etmeyecekleri gibi çeşitli sorular yönlendiriliyor.
Görüşmecilerin kendi seçtikleri çakı, çikolata, oyuncak ayı, yüzük, saç örgüsü, kartpostal gibi özel ve mahrem nesneler; bir kültür merkezinin kapatılmasını, ölüm tehditleri alan lgbti+ları, açlık grevlerini, hapishane deneyimlerini, queer aşkı ve neşeyi, aile baskısını anlatan kolektif ve kamusal hikayelerin görünür sembolleri haline geliyor. Bu eşyaların öznelerin hatırlama pratiklerinde onları yalnızlıktan, şiddetten, toplumsal baskıdan, kimi zaman dinden, kimi zaman siyasal şiddetten, aile zorbalığından kopardığı görülüyor. Çalışma, queer bellek nesnelerinin çeşitli kolektif mücadele ve hafıza sahaları kurduğunu ve öznelerin kendilerini eşyalar aracılığı ile daha özgür bir dünyaya taşıma / oraya dahil olma ve orası tarafından içerilme imkânı bulduklarını gösteriyor.1
Saklanan, biriktirilen nesneler; geçmişi diri tutma, kayıp ve yas sürecinin bir parçası olma, kimliksel, sınıfsal ve kültürel kodları temsil etme ve nihayetinde geçmişi semboller ve simgeler aracılığı ile yeniden inşa etmede kolaylaştırıcı unsurlar olarak queer öznelerin perspektifinden aktarılır. Son kertede perdenin, yastığın, ambalajın, çöpün yani nesnenin tarihinin; muhafaza edildikleri grupların ve toplulukların tarihiyle göbekten bağlı olduğu görülür.
---
[1] Yardımcı, S. Güçlü, Ö. (2013), Giriş: Queer tahayyül, Queer tahayyül, Der. Yardımcı, S. Güçlü, Ö. Sel Yayıncılık, İstanbul, 17-25.
Hafıza ve Gençlik projesi, dünyadaki ve Türkiye’deki güncel hafıza çalışmalarını ve mücadelelerini genç kuşak ile birlikte tartışmayı hedefliyor. Proje kapsamında yaşları 18-25 arası toplam 20 gence yönelik bir atölye programı düzenledik ve katılımcıların kendi hafızalaştırma projelerini gerçekleştirmeleri için destek sunduk.
Yardımcı, S. Güçlü, Ö. (2013), Giriş: Queer tahayyül, Queer tahayyül, Der. Yardımcı, S. Güçlü, Ö. Sel Yayıncılık, İstanbul, 17-25.