Ana içeriğe atla
Ana Sayfa
01.05.2021

1 Mayıs '77, Cezasızlık ve Bir Meydanın Hatırlattıkları

<< TÜM HABERLER
 

Veli Aksoy

Son birkaç senedir Cumhuriyet Caddesi tarafından Taksim Meydanına girildiğinde, sağ tarafta yükselen cami inşaatı ve sol tarafta nispeten daha yavaş ilerleyen Atatürk Kültür Merkezi inşaatı dikkatimizi çeker. Kimi insanların bir çeşit kapışma alanı olarak yorumladığı bu iki yapı bana, birbirini besleyen, görünürlükleri ve meşruiyetleri tartışılmayan iki ideolojinin bir çeşit bütünselliğini ve anlaşmasını hatırlatır. Bu anlaşma, hem Ermeni mezarlığı yok edilerek ölülere, hem de bir 1 Mayıs günü aynı meydanda katledilen işçi ve emekçilere kapalıdır. Ama tuhaf bir adeti vardır hafızanın, bastırılanları daha kıymetli kılan ve bulduğu her oyuktan dışarı çıkarmaya çalışan direngenliği. 

İnşaat işçisi, sinema emekçisi, öğretmen, lise öğrencisi, tezgahtar.. 1977 yılının 1 Mayıs’ında Taksim meydanına gidip, evlerine dönemeyen insanların listesi uzadıkça uzuyor. Otopsi raporlarına göre 34 kişinin, DİSK yetkililerine göre ise 41 kişinin kurşunlanma, ezilme ve ezilmeye dair hasarlar sonucu öldüğü kanlı 1 Mayıs’a, Bianet başarılı bir çalışmayla farklı bir yerden ışık tutuyor. 1 Mayıs ’77 Kayıplarını Yakınları Anlatıyor adlı çalışmada, Tuğçe Yılmaz’ın büyük bir azimle 1977 1 Mayıs’ında hayatını kaybeden insanların yakınlarıya gerçekleştirdiği görüşmeler yer alıyor. Böylece Taksim’de ölenler arasındaki 27 kişi sayı olmaktan çıkıyor, kendi hikayeleri, karakterleri ve fikirleri ile karşımıza çıkıyorlar. Kayıp yakınlarıyla yapılan görüşmeler, kendi yaşam hikayeleriyle bilinmelerinin, sadece kaybedilenlere değil, biz geride kalanlara da bir çeşit huzur, belki geç kalmış bir adalet hissi veriyor.

Çalışmanın ikinci bölümü ise 1 Mayıs ‘77 ve cezasızlık meselesine odaklanıyor. Bu bölümde, DİSK yöneticilerinin 1 Mayıs 1977’deki katliamın faillerinin bulunması ve yargılanması için yürüttükleri çabalardan, cezasızlık politikalarının ve hatırlama pratiklerinin önemine dair yazılar yer alıyor.

Hafıza Merkezi cezasızlığı, en yalın ifadeyle, yaşanan bir hak ihlalinin soruşturmasının, faillerinin bulunmasının, yargılanmasının ve cezalandırılmasının, suçtan mağdur olanların tazmin edilmesinin söz konusu olmaması olarak tarif ediyor. Ve burada altı çizilen konunun devletin sorumluluğu olduğunu belirtiyor. Sadece geriye dönüp son 5-6 seneye baktığımızda bile, bu cezasızlık rejiminin Cizre’de, Ankara’da, Suruç’ta nasıl pervasızca işletildiğini, günün sonunda faillerin kim olduğundan çok kaybedilenlerin nasıl bir sayıya dönüştürüldüğünü gördük. Yargılanmayan, cezasız bırakılan her bir hak ihlali, gelecekteki hak ihlallerinin, katliamların kolaylaştırıcısı oluyor.

Bu noktada, Hafıza Merkezi tarafından hazırlanan Hatırlayan Şehir ve yine Hafıza Merkezi’nin işbirliğiyle yürütülen başarılı hafızalaştırma çalışmalarından olan Memorialize Turkey projelerini anmak yerinde olur. Hatırlayan Şehir projesi İstanbul’un bastırılmış tarihine ışık tutma iddiasıyla, Taksim Meydanı’ndan başlayarak Sultanahmet Meydanı’na kadar sürecek bir turda 17 mekân, meydan ve bina üzerinden bir gayrı resmi İstanbul tarihi seriyor önümüze. Memorialize Turkey projesinde ise, 1 Mayıs 1977 katliamı dahil, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana ağır insan hakları ihlallerine uğrayan birçok grup ve bireyle ilgili oluşturulan hafızalaştırma örneklerine ulaşabiliyoruz. Proje sayfasındaki hatırlama pratiklerinin uzun listesine baktığımızda, son yüzyılda ülkenin dört bir yanında unutturulmaya çalışılan ağır insan hakkı ihlallerinin birbirinden bağımsız olmadığını, sözgelimi Ermeni soykırımı ile Dersim tertelesi mağdurlarının ortak bir yüzleşme talebinde bulunduğunu görürüz. Bu yüzleşme talebi, bugün arzu ettiğimiz ve barış olarak adlandırdığımız olgunun kendisinin de vazgeçilmez bir parçası olarak karşımızda duruyor. 

Yazıya Bianet’in iki çağrısıyla son veriyoruz: 

Yakınlara: Halen tamamlanmayı bekleyen Bianet’in sözlü tarih çalışmasına katılmak isterseniz Bianet’e (1mayis77kayiplari@bianet.org ) ulaşabilirsiniz.

Meclise, siyasi partilere, sendikalara, hak örgütlerine, medyaya, herkese: “Bu İşçi Bayramı’nın gündemi “cezasızlık” olsun. ‘77 ilk adım olsun. Taksim 1 Mayıs alanı olsun. Biliyoruz ki, cezasızlık cüret ettiriyor, haberimiz olsun.”