Başbakan Erdoğan’ın üslup ve sonuçları açısından çok eleştirilen Dersim Katliamı açıklaması; Meclis’teki İnsan Hakları Komisyonu altında kurulan Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı raporda yer alan bazı satırlar; Etkinliği tartışmalı Dilekçe Komisyonu altında devam eden Dersim Katliamı çalışmaları… Alevilerin kurbanı olduğu tarihsel birçok katliam ve ihlalin gündeme gelmesine neden oldu.
Ayrıca kısa süre önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu (DDK) Sivas Katliamı’nı araştırmak üzere harekete geçti. Fakat Alevi örgütlerinin birçoğu bu komisyona ilişkin güvensizliklerini ifade ediyor. Öte yandan Sivas sanıklarının zaman aşımı gerekçesiyle bırakılması, Maraş ve Sivas katliamı anmalarının yasaklanması gibi devletin geçmiş suçlarına yaklaşımın değişmediğini gösteren bir çok gelişme oluyor.
Ankara Üniversitesi’nden Bedriye Poyraz, Milliyet Gazetesi’ndeki yazısında Devlet tarafında atılan adımların yetersizliğinden hareketle Alevilere yönelik katliamların Alevi örgütlerinin inisiyatifiyle kurulacak sivil bir hakikat komisyonu tarafından araştırılmasını önerdi. Mevcut iktidarın işlevsel bir hakikat komisyonu konusunda adım atmasını gerçekçi bulmayan Poyraz’ın önerisi şöyle:
“… bu komisyon ancak Alevi sivil toplum örgütlerinin bir girişimi olarak başlatılabilir. Komisyonun yapacağı ilk çalışmalar ilerde kurulacak yasal komisyona bilgi ve zemin sağlayabilir. Şemsiye niteliğindeki bu tür bir komisyon, kendi içinde her bir Alevi katliamı için kurulacak bağımsız komisyonlar arasındaki koordinasyonu sağlamalıdır. Her bir katliamın bağımsız olarak incelenmesi ve hakikatin tespit edilerek kamusal alanda duyurulması gerekmektedir. Şemsiye komisyonda ulusal ve uluslararası güvenilir ve saygın isimlerin yer alması ve yöntem konusunda uluslararası deneyimlerden yararlanılması yol gösterici olacaktır.”
Poyraz, yönteme ilişkin ise şunları ekliyor: “İlk adım olarak Dersim katliamı için her türlü belgenin toplanması iyi bir başlangıç olacaktır. Bu doğrultuda özellikle Çorum, Maraş ve Sivas katliamlarının araştırılmasında mahkeme tutanakları en temel kaynaklardandır. Zira yapılacak çalışmada en değerli verilerin önemli bir kısmı mahkeme tutanaklarındadır. Bu nedenle, öncelikli olarak mahkeme tutanaklarının düzenlenmesi ve adalet temelli bir anlayışın kullanımına sunulması gerekir.”
Poyraz’ın yazısının ardından Mehmet Ertan da Bianet’te bir yazı yazdı. İktidarın geçmişle yüzleşme konusundaki adımlarda Alevi örgütlerinin taleplerini dinlemek yerine “yeni bir resmi tarih” yazımına giriştiğini belirten Ertan sivil hakikat komisyonu fikrini destekliyor:
“Ancak Alevi kuruluşlarının inisiyatifiyle, demokratik sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin ve bağımsız araştırmacıların destek vereceği, konusunda uzmanlaşmış araştırmacılardan oluşan komisyonlar, Alevilerin maruz kaldığı katliamların her birinin tarihsel, politik, ekonomik, sosyal ve hukuki yönlerini ortaya koyabilir. Mahkeme tutanaklarından, tanıklıklardan ve o dönemden kalan gazete haberleri gibi ikincil kaynaklardan yola çıkarak hazırlayacakları raporları resmi bir yaptırım gücüne sahip olmasa bile yaşananların daha sağlıklı bir zeminde tartışılmasını sağlayarak bir kamuoyu yaratabilir.”