Ana içeriğe atla
Ana Sayfa
02.08.2023

Cumartesi Anneleri 28 yıldır hakikati talep ediyor

<< TÜM HABERLER

İlk oturma eylemlerini 27 Mayıs 1995’te Galatasaray Meydanı’nda yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları, 28 yıldır zorla kaybedilenler için hakikat ve adalet arayışında. Hakikati öğrenme talepleri ise son olarak 2018’den beri toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarını kullanmalarının sistematik bir şekilde engellenmesi nedeniyle ısrarla görünmez kılınıyor.

21 Mart 1995 tarihinde gözaltına alınan ve zorla kaybedilen Hasan Ocak’ın işkence edilmiş bedeni 58 gün sonra Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda bulundu., Kayıp yakını aileler ve İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri hakikat taleplerini dile getirmek için 27 Mayıs 1995 Cumartesi günü, Arjantin’de her perşembe Plaza de Mayo meydanında ellerinde pankartlarla sessizce duran ve zorla kaybedilen çocuklarını arayan Plaza de Mayo annelerden ilhamla, Galatasaray Meydanı’ndaki ilk oturma eylemlerini düzenledi. Zorla kaybetmeler ve hukukdışı infazlar, 1990’lı yıllara damgasını vuran pratiklerdi.[1] Hasan Ocak’ın bedeninin bulunmasından kısa bir süre sonra zorla kaybedilen Rıdvan Karakoç’un bedeni de Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda bulunmuştu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları, her cumartesi saat 12’de Galatasaray Meydanı’nda ellerinde kırmızı karanfilleriyle sevdiklerinin fotoğraflarını tutup, sessizce oturarak kaybedilenlerin akıbetini öğrenmeyi ve sorumluların yargılanmasını talep ediyor. 28 yıllık mücadeleleri boyunca bir kez  13 Mart 1999 (200. hafta), bir kez de 25 Ağustos 2018 (700. hafta) tarihlerinden itibaren iki defa Galatasaray Meydanı’nda toplanmaya ara vermek zorunda kalsalar da Cumartesi Anneleri/İnsanları 957 haftadır zorla kaybedilenler için hakikat ve adalet arayışında.

25 Ağustos 2018 tarihinde düzenlenmek istenen 700. hafta buluşmasına Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasaklama kararı olduğu gerekçesiyle polisin sert müdahalesi olmuş ve Galatasaray Meydanı’nda toplanan kayıp yakınları, insan hakları savunucuları, eyleme destek için gelmiş yurttaşlar ve haber takibi yapan gazetecilerin de aralarında olduğu 46 kişi gözaltına alınmış, kötü muameleye maruz kalmıştı. Bu tarihten sonra Galatasaray Meydanı metal barikatlarla kapatılmış ve barikatlar içerisinde polis 7/24 nöbet tutmaya başlamıştı. Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 700. hafta buluşmasının Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından yasaklanmasının ve polisin sert müdahalesinin Anayasa’nın 34. maddesince garanti altına alınan “toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının” ihlali olduğuna dair iki ayrı karar verdi. AYM, verdiği ihlal kararlarında Cumartesi Anneleri/İnsanlarının kaybolan yakınlarının bulunması ve kamuoyunda farkındalık yaratılması amacıyla oturma eylemi ve basın açıklaması yapmak istemesinin demokratik bir toplumda saygı ile karşılanması gerektiğini de belirtti. AYM, ihlal kararlarının “yeni ihlallerin önlenmesi için” Beyoğlu Kaymakamlığı ve Adalet Bakanlığı gönderilmesini istedi.

AYM’nin Maside Ocak Kışlakçı[2] ve Gülseren Yoleri[3] kararları ardından Galatasaray Meydanı’na dönmek isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları, 8 Nisan 2023 tarihinde tekrar Galatasaray Meydanı’nda buluşmak için bir araya geldi ve bu tarihten beri cumartesi günleri Galatasaray Meydanı’nda toplanmaları AYM kararlarına aykırı şekilde yasaklama kararları gerekçe gösterilerek “hukuksuz” kabul ediliyor. Polis müdahalesi ile gözaltına alınıyor, kelepçeleniyor, kelepçeli şekilde hastaneye götürülüp yaklaşık 5 saat süresince gözaltında tutuluyorlar. Polisin Cumartesi Anneleri/İnsanları’na ve onları takip eden basın mensuplarına uyguladığı aşırı gücün dozu her hafta biraz daha artıyor.

Hafıza Merkezi, Uluslararası Af Örgütü Türkiye, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) ile birlikte bu süreçte Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanımını izliyor, gözlemlerini raporlaştırıyor. Kamuoyu ile paylaştığımız raporlarımız toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, kötü muamele yasağı, basın özgürlüğü gibi temel hakların yetkili makamlarca nasıl ihlal ettiğini ortaya koyuyor.

Cumartesi Anneleri/İnsanları, hakikati öğrenme taleplerini dile getirmek için temel hakları olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanmak istese de yetkili makamlar bu temel hakların kullanımını engelliyor. Gözlem raporlarımızda da belirttiğimiz gibi yetkililerin Cumartesi Anneleri/İnsanları’na yönelik tutumlarından kaynaklanan ihlaller, gözaltında kaybedilen yakınları için hakikat ve adalet talep eden Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın asli talebini görünmez kılıyor.

Zorla kaybetme, bir ağır insan hakkı ihlalidir. Birçok uluslararası belgede tanındığı şekliyle zorla kaybedilenlerin yakınları, ihlallerin meydana gelmesine yol açan faillerin kim olduğu, zorla kaybedilen kişinin nerede olduğu ve akıbeti de dahil olmak üzere meydana gelen ağır insan hakkı ihlaline ilişkin hakikati bilme hakkına sahip. Hakikati bilme hakkı, sadece ihlale uğrayanların yakınlarına tanınan bireysel bir hak olmayıp tüm toplumu ilgilendiren kolektif bir hak olduğu gibi zamanaşımına da uğramıyor.

28 yıldır hakikat ve adalet arayışında olan Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın “kayıplarımız nerede?” talebini hatırlatıyoruz ve zorla kaybetmelerle ilgili hakikatin ortaya çıkarılması ve adaletin sağlanmasına yönelik tüm taleplerinin görünmez kılınmasına neden olan ihlallerin belgelenmesi, yakın geçmişteki ağır insan hakkı ihlallerine ilişkin hakikatlerin ortaya çıkarılması çabamızı sürdüreceğimizi tekrarlıyoruz.

[1] Özgür Sevgi Göral, Ayhan Işık ve Özlem Kaya, Konuşulmayan Gerçek: Zorla Kaybetmeler, Hakikat Adalet ve Hafıza Merkezi, 2013, s.21, https://hakikatadalethafiza.org/wp-content/uploads/2015/02/konusulmayan_gercek_kapak_.pdf

[2] Anayasa Mahkemesi’nin Maside Ocak Kışlakçı başvurusu, Başvuru No. 2019/21721, 16/11/2022, https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2019/21721

[3] Anayasa Mahkemesi’nin Gülseren Yoleri başvurusu, Başvuru No. 2020/7092, 29/3/2023, https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2020/7092