Hafıza Merkezi olarak 2022 yılında başlattığımız Geçmişi Konuşmak, Barışa Alan Açmak başlıklı çevrimiçi panel serisine bu yıl da devam ediyoruz. Yeni seride dünyada ve Türkiye’de hakikat ve adalet arayışı, hafıza sahaları, hafızalaştırma, onarıcı adalet ve toplumsal barışa dair farklı deneyim ile yaklaşımları ve bunların etkilerini konuşacağız. Dört panelden oluşacak serinin ilk oturumu 8 Mayıs Pazartesi günü saat 17.00’de Adalet Arayışında Hafızanın Temsili başlığıyla çevrimiçi olarak düzenlenecek.
Farklı hafızalaştırma biçimlerinin onarıcı adalet kavramıyla ilişkisini birlikte düşünmeyi planladığımız bu panelde, adalet arayışının değişen araçlarına ve mekânlarına farklı mücadele deneyimleri üzerinden bakacağız. Bir mücadele yöntemi olarak hafızalaştırmanın rolünü ve adalet arayışının sanatın farklı disiplinleri aracılığıyla adalet arayışının dile getirilmesini konuşacağımız bu panelde adalet arayışının hem öznelerdeki hem de toplumsal etkilerine değineceğiz. Sanatın bir hafızalaştırma aracı olarak sınırları, hafızalaştırmanın kapsayıcılığı ve onarıcı adalete katkısı üzerine soruları tartışmaya açacağız.
Tarih: 8 Mayıs Pazartesi – 17.00
Konuşmacılar:
Moderatör: Gülistan Zeren
Panele kayıt olmak için tıklayın.
Türkiye’de yeni bir barış sürecinin doğması ihtimalinin de mümkün göründüğü önemli bir sürecin eşiğinde olduğumuz bugünlerde, geçmişle yüzleşme ve onarıcı adalet kavramları hem sivil hem siyasi alanda konuşulmaya devam ediyor. Bu sesi daha çok yükseltmek amacıyla dört farklı oturumda adalet ve hafızalaştırma alanlarında mücadeleler vermiş, köklü birikimlere sahip öznelerin ve eleştirel araştırmacıların çalışmalarını görünür kılarak toplumsal hafıza, adalet arayışı, hafızalaştırma, sanat ve onarıcı adalet gibi meseleleri daha geniş bir kesimle birlikte tartışmayı hedefliyoruz. Dünyada ve Türkiye’de adalet arayışı, toplumsal barış ve adaletin hem cezalandırıcı hem de onarıcı mekanizmaları ile ilgili farklı yaklaşımlara ilişkin yeni alanlar açacağımızı ümit ediyoruz.
Panel temaları, Hafıza Merkezi’nin ana çalışma alanlarını yansıtmakla birlikte, Türkiye’de barış inşasına yönelik çalışmaların yapısal unsurlarını teorik ve pratik bağlamlarda tartışmayı mümkün kılacak şekilde seçildi. Hafıza Merkezi, kurulduğu 2011 yılından beri geçmişle yüzleşme, cezasızlık ve barış alanlarında araştırma ve savunuculuk yürütüyor. Hakikatlerin ortaya çıkarılması için yaşanan yaygın ve sistematik insan hakları ihlallerinin uluslararası standartlara uygun bir şekilde belgelenmesi, raporlanması ve hafızalaştırılması için çabalarımız, aynı zamanda güncel siyasal ve toplumsal barış tartışmalarına katkıda bulunmayı hedefliyor.
Yenilenmiş versiyonu geçtiğimiz ay yayına giren Türkiye'de Hafızalaştırma web sitemizde de çalışmalarımızla paralel olarak Türkiye’de ağır insan hakları ihlallerine uğrayan birçok grup ve bireyle ilgili oluşturulan hafızalaştırma projelerini derliyoruz. Amacımız, katkı ve işbirlikleri ile geliştirmeye devam edeceğimiz bu site aracılığı ile hafızalaştırma çalışmalarının farklı biçim, kapsam ve işlevlerine dair bir diyalog başlatmak. Derlememizin panel kapsamında da üzerine konuşmayı ve derince düşünmeyi planladığımız hafızalaştırma ve onarıcı adalet kavramlarının hafıza mekanları ve sahaları üzerinde etkisi, değişimi ve dönüşümüne olan katkısını incelemek için bir referans noktası olmasını ümit ediyoruz.
Panel serisi, Hafıza Merkezi’nin Olof Palme International Center ve İsveç Genç Sosyal Demokrat Birliği (SSU) ile işbirliği içinde yürüttüğü Türkiye’de Barış Savunuculuğunu Güçlendirmek projesi kapsamında düzenlenmektedir. Proje kapsamında Türkiye’deki sivil toplumun yeni bir barış sürecinin yeniden başlaması ve devam etmesi çabalarında daha etkin bir rol alması ve böylece sivil toplumun barış savunuculuğu alanına katkıda bulunmasına yönelik kapasite geliştirme ve araştırma faaliyetleri gerçekleştiriyoruz.
Fatoş İrwen, Diyarbakır’ın tarihi Suriçi bölgesinde doğup büyümüştür. Diyarbakır’daki Dicle Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Resim Bölümü’nden 2004 yılında mezun olduktan sonra Batman, Diyarbakır ve İstanbul’da yaklaşık on yıl süreyle resim, sanat eğitimi vermiştir. Sanatçı, yıllara yayılan kesintisiz üretim sürecinde adalet, sömürge, savaş, güç ilişkileri, beden, bilgi, inanç, cinsiyet politikaları gibi konuları inceler. Bu meselelerin birey ve toplumdaki etkilerine odaklanarak çok kişisel bir yerden yorumlar ve eserlerini video, fotoğraf, resim, tekstil, yerleştirme ve performans gibi çeşitli alanlarda üretir. Sanatçı 2012 yılında Açlık Grevi eylemlerinde gözaltına alınmış şartlı tahliyesine karar verilmiş olsa da 5 yıl süren mahkeme sonucu 2017 de hükümlü olarak 3 yıl Diyarbakır Cezaevinde tutuklu kalmıştır. Çalışmalarını bu süreçte de kesintisiz sürdürmeye devam etmiştir.
Gülistan Zeren, Aix-Marseille Üniversitesi’nde Antropoloji alanında doktora çalışmasını yürütüyor. 2018-2022 yılları arasında Hafıza Merkezi’nde önce Hukuk Çalışmaları ardından Hafıza ve Barış Çalışmaları ekibinin bir parçası olarak Faili Belli, Zorla Kaybetmeler Veritabanı, Hafıza ve Gençlik gibi projelerde çalıştı.
Kardelen Işık, lisansını Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü İnsan Hakları yüksek lisans programına devam etti. Uluslararası örgütler ve hak-temelli çeşitli sivil toplum kuruluşlarında gönüllü ve profesyonel olarak çalıştı. Hafızalaştırmanın pedagojisi, diyalog ve barış kültürü eğitimi alanlarında içeriklere katkı sunmaya ve çalışmaya devam ediyor. Yol bisikletiyle ilgileniyor, ekopedagoji meraklısı.
Şener Özmen, Diyarbakır’da yaşayan yeni medya sanatçısı, yazar, editör ve çevirmendir. 1990’lardan sonra İstanbul’da, 2000’lerde ise yaşadığı ve ürettiği Diyarbakır’da gelişen muhalif çağdaş sanat pratiklerinin hem aktörüydü hem de bu gelişimi dönem sergileri ve sanatçılar (özellikle Kürt sanatçılar) aracılığıyla yazan sanat yazarlarından biriydi. 2016 yılında if İstanbul’da (!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali) Love & Change Film Yarışmasında jüri üyeliği yaptı. 2005 yılında Prix Meuly (Hoch Hinaus, Kunstmuseum Thun, İsviçre) ödülünü kazanan Özmen, birçok serginin küratörlüğünü yaptı ve kişisel sergiler gerçekleştirdi. 2008’den bu yana Senatsverwaltung für Kultur und Europa Abteilung Kultur (Berlin, Almanya), Elizabeth Foundation for the Arts, EFA Studio Program (NY, USA), ISCP (International Studio & Curatorial Program) gibi pek çok büyük ve önemli kurumdan sanat ve yazarlık burslarını aldı. Özmen’in nesli tükenmekte olan bir dil olan Kürtçe’nin Kurmanci diyalektiği ile yazdığı roman ve öyküleri Kürt okurları tarafından büyük beğeni topladı.