Ağır insan hakları ihlalleriyle hesaplaşmak için hak ihlallerine uğramış grupların adalete erişimini desteklemeye yönelik hukuki çalışmalar yürütüyoruz. Adalet arayışında ihlallere maruz kalanların yanında olmayı bir haysiyet mücadelesi olarak görüyoruz ve çalışmalarımızla yargı alanının hafıza kaydını tutmayı önemsiyoruz. Yargının ağır insan hakları ihlalleri karşısındaki tutumunu izlemenin, analiz etmenin ve bilgi üreterek değişimi zorlamanın gücüne inanıyoruz. Bugün için bir sonuç üretmeyecek olsa bile bir süreç mücadelesi olarak cezasızlıkla mücadeleyi önemsiyoruz.
Bu bağlamda; suça karışan devlet görevlilerinin yargısal makamlar önünde hesap vermemesinin ve cezasız bırakılmasının giderilmesi için hayata geçirilen faaliyetler çalışmalarımızın temelini oluşturuyor.
Başta zorla kaybetmeler olmak üzere ağır insan hakları ihlallerinin evrensel standartlarda belgelenmesi, doğrulanması ve analizi çalışmalarımızın merkezinde yer alıyor.
Türkiye’nin yakın geçmişindeki ağır insan hakları ihlallerine karıştığı iddia edilen devlet görevlilerinin yargılandığı davaları izleyerek, yargısal pratiği mercek altına alıyoruz; güvenilir bilgilere dayanan ve kamusal erişime açık bir arşiv oluşturmayı ve cezasızlık olgusuna ilişkin toplumsal farkındalık yaratılmasına katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Ceza yargılaması süreçlerini izleme çalışmalarımızın çıktılarını, aynı zamanda dijital bir arşiv olarak tasarladığımız failibelli.org sitesinde paylaşıyoruz.
Yürüttüğümüz belgeleme, analiz ve izleme çalışmalarının ortaya koyduğu resimden hareketle cezasızlığı önleyici politikalar ve pratik tedbirlerin hayata geçirilmesi amacıyla bir dizi hukuki müdahale yöntemini kullanıyoruz. Bu yöntemler arasında amicus curiae (mahkeme dostu görüş) sunulması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının izlenmesi süreçlerine dahil olunması, Birleşmiş Milletler’in insan hakları izleme mekanizmalarına bildirimlerde bulunulması gibi hukuki müdahalelerde bulunuyor.
Hukuk çalışmalarımız, ceza yargılamalarının geçiş dönemi adaletinin temel taşlarından biri olmasından hareketler ceza yargılamalarını (soruşturma/kovuşturma süreçlerini) esas alıyor. Ceza yargılamaları, ağır insan hakları ihlallerine maruz kalanların yükselttiği adalet talebine tek başına bir yanıt olamasa da cezasızlık döngüsünü kırma potansiyeline sahip olduğu gibi hakikatin dile getirilebileceği bir alan da oluşturuyor. Ancak toplumsal adaletin tesisinde ceza adaletinin yanı sıra, ihlalden zarar gören ve ihlal ile ilgili sorumluluk alanların deneyim, beklenti ve taleplerini ifade edebilmelerinin de rolü olduğunu gözeterek hukuk çalışmalarımızı onarıcı adalet perspektifiyle de ele almayı hedefliyoruz.