Ana içeriğe atla
Ana Sayfa
<< TÜM PROJELER

Hafıza ve Gençlik — II

Başlangıç Tarihi: 01.06.2022

Bitiş Tarihi: 31.12.2023

Hafıza ve Gençlik adlı projemiz, dünyadaki ve Türkiye’deki güncel hafıza çalışmalarını ve mücadelelerini genç kuşak ile birlikte tartışmayı hedefliyor. Proje kapsamında yaşları 20-30 arasında değişen toplam 16 gence yönelik bir atölyeler serisi düzenliyoruz ve katılımcıların kendi hafızalaştırma projelerini gerçekleştirmeleri için destek sunuyoruz.

Hedef 

Bu proje ile bir yandan Türkiye’nin farklı şehirlerinden ve toplumsal kesimlerinden gelen gençlerin toplumsal hafıza ve geçmişle yüzleşme alanı ile tanışmalarını; bu konularda bilgi ve meraklarının artmasını; çeşitli deneyim, birikim ve hafızalara sahip gençler arasında diyalog kurulmasını; ve bugünün mücadelelerini geçmişin izini sürerek gençlerle birlikte tartışmayı amaçlıyoruz. Bir diğer yandan da gençlerin kolektif veya bireysel olarak kendi projelerini üreterek hafızalaştırma çalışmalarına özgün katkılar sunmalarını destekliyoruz.

Gerekçe 

Bu proje Hafıza Merkezi’nin toplumsal hafıza ile ilgili konuları gençlerin ilgi ve merakları üzerinden tartışmaya yönelik uzun vadeli vizyonunun bir parçası. Bugün Türkiye ve dünyada resmi özürlerden imza kampanyalarına, sömürge sonrası araştırmalardan Black Lives Matter hareketine, yeni hafıza mekanlarının inşasından heykel yıkımlarına, geçmişin mirası kamusal alanda gittikçe daha görünür ve tartışılır hale geliyor. Ancak bir yandan Türkiye sivil toplumunun geçmişi anma, anlama ve hatırlama pratiklerinin gençlerin ilgi ve merak dünyalarını çok fazla dikkate almadığı bir gerçek. Bu proje geçmişin ağır travmalarını bugünün genç kuşağıyla yenilikçi, umutlu ve yüzü geleceğe dönük bir dil ile konuşmanın dilini arıyor. Bizi bu projeyi yapmak için harekete geçiren sorulardan bazıları ise şöyle; Her gün karşılaştığımız şiddet, nefret ve ayrımcılıklar nasıl bir tarihten besleniyor? Üst kuşakların yaşadığı toplumsal travmalar genç kuşağa nasıl yansıyor? Bugünü anlamlandırma çabamızda hatırladıklarımızın ve unuttuklarımızın rolü ne? Başka deneyimlerden gelen insanlarla nasıl karşılaşmalar yaşıyor, kendi hikayemize uzak olanlarla nasıl iletişim kuruyoruz? Geçmişin getirdiği yük ne zaman bir değişim talebi yaratıyor? Toplumsal hafızada susturulanlar ve bastırılanlar nasıl geri dönüyor? Bugünkü hafıza mücadeleleri ırkçılık, çoğulluk, kamusal alan, kent hakkı, toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikler ve aktivizm gibi temalara hangi açılardan, nasıl ışık tutuyor? Tekil bir anlatıya karşı çoğul ve eleştirel bir toplumsal hafızanın inşasını düşünmek mümkün mü?

Faaliyetler 

Proje tasarımında katılımcıların kendilerini pasif dinleyiciler değil projeyi şekillendiren aktif üreticiler olarak konumlandırmasına özel önem verdik. Bu çerçevede projenin temel faaliyetleri gençlerin aktif katılımı ile gerçekleşen atölyelerin yanı sıra, yine gençlerin danışman desteğiyle gerçekleştirecekleri söyleşiler ve üretecekleri projelerden meydana geliyor. Ayrıca, atölye çalışmalarını zenginleştirmek için tarihsel olaylara ilişkin mekanlar, anıtlar veya arşivlere saha ziyareti de düzenlenecek. Uygulamalı, deneyimsel ve birlikte öğrenme ilkeleri çerçevesinde kurguladığımız programın, kaynakları ve öğrenme sürecinin dokümantasyonunu sağlayarak sürdürülebilir ve aktarılabilir bir deneyim olmasını amaçlıyoruz. 

1. Atölyeler 

Atölye programı kapsamında Temmuz 2022 ve Şubat 2023 tarihleri arasında hafıza sahasının farklı konu ve alanlarına odaklanan 10 atölye düzenledik. Atölyelere bu alanlarda çalışan farklı kolaylaştırıcılar eşlik etti. Atölyelerde önce kolaylaştırıcılar çalıştıkları alanlarla ilgili aktarımlar yaptı, ardından katılımcılar bu aktarımların beslediği ve içine kendi öznel deneyimlerini kattıkları tartışmalar yaptı. Proje değerlendirmesi sırasında katılımcılar, kamusal ve özel olanın birbirini beslediği bu tartışmaların kendileri için çok dönüştürücü olduğunu söyledi.

Atölyeler boyunca grup içi kaynak paylaşımlarımızı Padlet adlı işbirliği platformu üzerinden yaptık. Oturum öncesi okumaları ve oturum sonrası tavsiyelerimizi biriktirdiğimiz platformda sadece yazı, makale değil şarkı, film, kitap, video ve başka birçok kaynak paylaştık. Böylece program sona erdiğinde elimizde çok değerli bir kaynakça birikmiş oldu.

Açılış toplantısı – 2-3 Temmuz 2022, İstanbul 

2-3 Temmuz 2022 tarihlerinde düzenlenen açılış toplantısında projeye kabul alan gençler ve proje danışmanları ilk defa bir araya geldiler. Toplantının ilk bölümünde Hafıza Merkezi kurucularından Özgür Sevgi Göral, Türkiye hafıza sahasının 20. yüzyılda yaşadığı dönüşümlerle ilgili bir sunum yaptı ve Sivas Katliamı’nın 20. yıl dönümü üzerine bir grup tartışması yürüttü. Toplantının ikinci bölümünde ise katılımcılar önerdikleri projelere ilişkin fikirlerini ve uygulama süreci için düşündükleri ilk faaliyetleri anlattılar. Toplantıda ayrıca Hafıza Merkezi ekibi Memorialize Turkey web sitesini tanıttı ve genç katılımcıların sitenin içeriklerini zenginleştirme ve dönüştürme olanakları tartışıldı.

▶ Açılış toplantısı programını görmek için tıklayın.

Araştırma metotlarına ilişkin atölyeler 

Genç katılımcıların projelerini en iyi şekilde hayata geçirebilmeleri için, araştırma metot odaklı bir dizi atölye düzenledik. Atölyelerin içeriklerini düzenlerken katılımcıların proje önerilerini ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurduk. 

  • Adnan Çelik ile Saha Metotları Atölyesi – 31 Ekim 2022, Çevrimiçi 
  • Seda Altuğ ve Foti Benlisoy ile Araştırma Metotları Atölyesi – 14 Kasım 2022, Çevrimiçi 
  • Sema Semih ile Tarihe Toplumsal Cinsiyet Açısıyla Bakmak Atölyesi – 24 Kasım 2022, Çevrimiçi 
  • Meryem Yavuz Arık ve Ahu Öztürk ile Videoyu Hafızlaştırmak için Kullanma Atölyesi – 19 Aralık 2022, İstanbul
  • Beyza Bilal ile Travma ve İkincil Travma Atölyesi – 8 Nisan 2023, İstanbul
  • Ozan Çağlar ve Fatoş Yıldız ile Temel Belgesel Sinema Atölyesi – 13-14 Nisan 2023, İstanbul
  • bak.ma ekibi ile Otonom Arşivcilik ve Karşı Hafızanın İnşası Atölyesi – 8 Mayıs 2023, Çevrimiçi

Hafıza sohbetleri 

Gençlerin hafızalaştırma çalışmalarını aktif bir şekilde takip etmeleri ve aralarında akran bilgi aktarımı yapabilmeleri için, her ayın ilk çarşamba günü Hafıza Sohbetleri düzenleniyor. Her sohbetin konusunu, genç katılımcılardan biri gönüllü olarak belirliyor. Gönüllü olan kişi konuyu belirledikten sonra, diğer gençlerin konuya dair fikir edinmesi için yazılı ve görsel kaynakları Padlet sayfasına yüklüyor. Sohbetin yapılacağı gün, gönüllü olan kişi moderasyon rolünü de üstlenerek, buluşmanın tamamını istediği şekilde yapılandırıp, yönlendiriyor. 

  • Helalleşme, Hesaplaşma, Yüzleşme – 12 Ekim 2022, Çevrimiçi 
  • Ölüye Saygı ve Yas Hakkı – 2 Kasım 2022, Çevrimiçi 
  • Karşı Anıt/ Hafızalaştırma Çalışmaları ve Sanat – 14 Aralık 2022, Çevrimiçi 
  • Podcast Nasıl Yapılır? – 4 Ocak 2023, Çevrimiçi 
  • Çatışma Bölgelerinde Görüşme Yapma ve Veri Toplama Deneyimleri – 1 Şubat 2023, Çevrimiçi 
  • Felaketlerde LGBTİ+ Olmak – 7 Mart 2023, Çevrimiçi 
  • Türkiye’de Kadın Hareketi Örneği Üzerinden Mücadelenin Hafızasını Tutmaya Dair Çağrışımlar – 7 Nisan 2023, Çevrimiçi
  • Cumhuriyetin İlanından Günümüze Devletin Dil Politikası ve Bu Politika Bağlamında Kürtler ve Kürtçe – 3 Mayıs 2023, Çevrimiçi
  • Mekân ve Zaman Bağlamında Hatırlamanın ve Unutmanın Toplumsal Hafızası – 7 Haziran 2023, Çevrimiçi
  • Müzik Hafızası – 5 Temmuz 2023, Çevrimiçi
  • Göç, Mekân ve Toplumsal Hafıza – 2 Ağustos 2023, Çevrimiçi
  • Antisemitizmin Ne Olduğunu Hatırlamak – 6 Eylül 2023, Çevrimiçi
  • Bomonti Mekân Hafızası –22 Kasım 2023, Çevrimiçi
  • Memorialize Turkey: Medya Aktivizimi, Toplumsal Değişim ve Kurgulanmış Gerçeklik – 29 Kasım 2023, Çevrimiçi

Takip atölyeleri 

Proje dönemi boyunca kişisel olarak ya da gruplar halinde özgün hafızalaştırma projelerini yürüten katılımcıların araştırmalarında ne kadar ilerlediklerini takip etmek ve araştırma sırasında elde ettikleri deneyimleri hep birlikte tartışmak adına iki adet takip atölyesi ve bu atölyeleri takiben altı adet proje ilerleme toplantısı düzenledik. Bu atölyeler sırasında katılımcıların projelerinin gelişimini tartışabilecekleri, birbirlerine geri bildirim verebilecekleri ve projenin nasıl devam etmesi gerektiğine dair düşüncelerini paylaşabilecekleri bir alan sağladık.

  • Birinci Takip Atölyesi – 16 Aralık 2022, İstanbul 
  • İkinci Takip Atölyesi – 28 Nisan 2023, Çevrimiçi
  • Proje ilerleme toplantıları - 3, 10, 17, 24, 31 Ekim – 7 Kasım 2023, Çevrimiçi
16 Aralık 2022 tarihinde Hafıza Merkezi ofisinde düzenlenen Takip Atölyesi.
16 Aralık 2022 tarihinde Hafıza Merkezi ofisinde düzenlenen Takip Atölyesi.
 

Deprem sonrası: Felaketin sosyal dinamiklerini anlamak 

6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra doğal afetlerin siyasi, sosyal ve insani boyutlarını tartışmak üzere bir seminer serisine başladık. 

  • Foti Benlisoy, Felaketin Siyaseti ve “Doğal Afet” – 22 Mart 2023, Hafıza Merkezi ofisinde yüzyüze ve çevrimiçi olarak hibrit 
  • Mert Koçak, Afetler Sonrası Göç: Kim Yardımı Hak Eder? – 28 Nisan 2023, Hafıza Merkezi ofisinde yüzyüze ve çevrimiçi olarak hibrit

Yeni Hafıza Sahaları: Gençlere Alan Açmak, Uluslararası Diyaloğu Güçlendirmek Çalıştayı – 9-10 Aralık 2023, İstanbul

Bu uluslararası çalıştay kapsamında Hafıza ve Gençlik projesinin ikinci dönem katılımcıları da bir buçuk senedir üzerinde çalıştıkları özgün hafızalaştırma çalışmalarının sonuçlarını ve bulgularını paylaştılar. Çalıştayın ikinci gününde ise Almanya’da faaliyet gösteren Offener Prozess ve Youth Initiative for Human Rights (YIHR) Sırbistan inisyatiflerinden katılımcılar hafızalaştırma alanındaki farklı yaklaşımları tartışıp, Almanya ile Türkiye arasında yürütülen ASA Değişim Programı kapsamında yürütülen uluslararası işbirlik deneyimlerini ve hafıza çalışmalarını dinledik. 

▶ Çalıştay programını ve katılımcıların proje özetlerini içeren broşürü görmek için tıklayın.

Yeni Hafıza Sahaları Çalıştay Programı, 9-10 Aralık 2023.
Yeni Hafıza Sahaları Çalıştay Programı, 9-10 Aralık 2023.
Hafıza ve Gençlik katılımcıları projelerini sunuyor, 9 Aralık 2023.
Hafıza ve Gençlik katılımcıları projelerini sunuyor, 9 Aralık 2023.
Hafıza ve Gençlik katılımcıları projelerini sunuyor, 9 Aralık 2023.
Yeni Hafıza Sahaları çalıştayı toplu fotoğraf, 9 Aralık 2023.

 

2. Söyleşi ve blog yazıları 

Katılımcı gençler, Türkiye’de hafızlaştırma çalışmalarına dair söyleşiler yapıp, blog yazıları yazdılar. Bu yazılar Hafıza Merkezi’nin Medium hesabında yayımlandı ve sosyal medya hesapları üzerinden paylaşıldı. Katılımcıların üzerine titizlikle çalıştığı ve proje danışmanlarının desteğiyle hazırlanan yazılar büyük ilgi gördü. 

3. Memorialize Turkey web sitesinin yenilenmesi 

Türkiye’ye ilişkin hafızalaştırma projeleriyle ilgili çevrimiçi bir derleme olan Memorialize Turkey web sitemizi 2023 yılında yeniledik. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana geçen süreçte ağır insan hakları ihlallerine uğrayan birçok grup ve bireyle ilgili oluşturulan hafızalaştırma altını çizen bu seçki, alandaki tüm çalışmaları veya hafıza alanının tüm bileşenlerini kapsamayı hedeflemiyor. Amacımız, katkı ve işbirlikleri ile geliştirmeye devam edeceğimiz bu site aracılığı ile hafızalaştırma çalışmalarının farklı biçim, kapsam ve işlevlerine dair bir diyalog başlatmak. 

2013 yılında yayına giren web sitesinin, yıllar içinde hafızlaştırma çalışmalarında yaşanan değişim ve dönüşümü takip edebilmesi için aralıklarla yenilenmesi ve içeriklerinin güncellenmesi gerekti. Hafıza ve Gençlik projesi kapsamında web sitemizin yenilenme sürecini proje katılımcısı gençlerle ortak bir şekilde yürütmeyi hedefliyoruz. Bu sayede hem gençlerin geçmişte yapılan hafızalaştırma projelerini öğrenip yakından takip etmelerini sağlıyoruz hem de yeni nesillerin hafıza alanını nasıl algıladığını görüp, bu alanı şekillendirmeleri için ön ayak oluyoruz. Katılımcı gençler web sitesinde yer alan çalışmalardan bir veya birkaçını seçerek, farklı formatlar – söyleşi, literatür araştırması, saha gezi günlükleri vb. – yeni içerik üretimi yapıyorlar.

4. Projeler

Atölye programı sonunda gençler bireysel ya da grup çalışması halinde bir dizi bitirme projesi üretmeleri amaçlanıyor. Yazı dizileri, raporlar, interaktif haritalar, video ve e-kitap formatlarında üretilmesi beklenen içerikler, gençlerin atölye deneyiminden öğrendiklerini pratiğe dökmeleri ve kendilerini aktif özneler olarak konumlandırmaları açısından önemli olacak. 

Katılımcıların projeleri: 

Başka Birisi 

Göktuğ Berber, Musa Can ve Zeynep Ayta

Türkiye’deki trans+ bireylerin toplumsal alanda karşılaştığı ayrımcılığa karşı gerçek hikâyelerin gücünden yararlanarak mücadele etmeyi amaçladığımız bu projede uluslararası düzeyde bir işbirliği kurarak kapsamlı bir çalışma yürüttük. Hikâyeleştirme ve dijital koleksiyon oluşturma yöntemleriyle trans+ bireylerin gerçek yaşam öykülerini ve hayatlarından anlamlı kesitleri simgeleyen objelerini toplayıp kalıcı olması amacıyla çevrimiçi bir platform olarak kendi kurduğumuz baskabirisi.com internet sitemizde paylaşmamızın yanı sıra planladığımız atölyelerle de hafızalaştırma çalışmasına katkıda bulunduk.

Benim Adım Newala Qesaba

Pelda Vesek

Siirt’te Kasaplar Deresi olarak bilinen Newala Qesaba, Ermeni Soykırımı’nın katliam yerlerinden biri olarak kayıtlara geçmektedir. 1915’teki soykırımda Ermenilerin Kasaplar Deresi’nde katledildiğini, bölgenin üçte ikisinin Ermeni olduğu söylenir.  1980’lerin sonunda ise askeri operasyonlarla hayatını kaybedenlerin ve gözaltında kaybedilenlerin gömüldüğü yer olarak anılmaya başlanır. Hakikatlerin ortaya çıkması, fail ve mağdurların yüzleşmesi adaletin tecelli etmesi bakımından çok önemli. Bu proje kapsamında konuya malul olmuş gazeteci Günay Aslan, hak savunucusu Evin Çiçek ve Barış Yavuz ile görüşmeler yapıldı. Günay Aslan ve Barış Yavuz ile yapılan görüşmeler, video ve ses kaydına alındı. Evin Çiçek ile yazılı röportaj gerçekleştirildi. Videonun sonunda Newala Qesaba ile ilgili fotoğraflar, arka fonda müzik ve şiir yer almaktadır.

Bir Asimilasyon Projesi Olarak Yatılı İlköğretim Bölge Okulları (YİBO)

Şükran Demir ve Özgür Ünal 

Bu çalışmanın amacı; Türkiye’nin erken dönemlerinde başlayıp 1962’de resmi olarak kuruluşuyla yaygınlaşan ve 1990’larda Kürt illerinde askeri uygulamaların hızlanmasıyla tırmanışa geçen Yatılı Bölge Okullarında Kürt çocuklarına eğitim aracılığıyla yapılan asimilasyon politikasının boyutlarını kişilerle yapılan görüşmelerle ortaya koymaktır. Bu okullarda öğrenciler farklı şiddet türleri ve düzeylerine maruz bırakılmış, ağır bir askeri düzende “terbiye edilmeye” çalışılmış, kültürleri, dilleri ve ırkları nedeniyle her türlü şiddete maruz kalmış ve Türkleştirilmeye çalışılmıştır. Yapılan belgesel ve yazı çalışması kapsamında okulların kurulduğu mekanların özellikleri, çocukların uğradığı şiddet, taciz ve diğer hak ihlalleri, toplumsal cinsiyet rollerinin şekillenmesi, karşı kültürlenme ve direniş gibi konulara değinerek o dönemlerde yaşanan hak ihlalleri ve kişilerin hala hayatında bıraktığı izler, görünür kılınmaya çalışılmıştır.

Geç Kalan Buluşmalardan: “Taş Atan Çocuklar”

Zilan Turgut

Bu proje, Kürt bölgesinde protesto eylemlerine katıldıkları için “taş atan çocuklar” olarak tanıtılan, 2006 yılında Terörle Mücadele Kanunu’nda (TMK) yapılan kanun değişikliği kapsamında yargılanan ve TMK “mağduru” olarak anılan dört katılımcı ve 2010 yılında aynı yasada getirilen düzenleme sonrası yargılanan üç katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Proje temel olarak üç dinamik üzerinden ilerlemektedir. İlk olarak belirli bir tarihsel düzlemde bu politik öznelerin üretim sürecini ve ortaya çıkışını anlamlandırmayı, ikinci dinamik olarak ise çocuk olarak cezaevinde bulunmanın ne demek olduğu ve son olarak ise görüşmecilerin yargılama süreçleri tamamlandıktan sonra kamusal alana yeniden dahil olma süreçlerini ele alıyor. Başka bir açıdan bakıldığında da çalışmaya konu olan bireyler biyolojik- bilişsel düzey olarak artık birer “çocuk” değil, yaşları 26-35 arasında değişen ve farklı sosyal statülerde bulunan kişilerdir dolayısı ile bugünkü sosyal statüleri içinden geçmiş tecrübelerini nasıl anlamlandırdıklarını ve nasıl hatırladıklarına önemli bir noktadır. 

Zilan Turgut tarafından hazırlanan e-kitabı okumak için tıklayınız.

Kayıtların Derinliklerinde: Gömülen Kasetlerin Hikâyesi Üzerinden Kürt İllerinde Direniş ve Hafiza

Berfin Kübra Ceylan ve Ozan Polat

Gömülen kasetlerin anlatılarının hafızalaştırılmasını hedefleyerek başlattığımız bu çalışmada maksadımız öncelikle araştırma sahalarında (Diyarbakır ve Mardin) bu kasetlere dair biriken hikayeleri toplamak ve bu hikayelerden direniş ile hafızanın iç içe geçtiği bir büyük anlatıya dair belirli örüntüler çıkarmaktı. Bu sayede 1970’li yıllardan bu yana Kürt illerinde gündelik hayatın akışı içerisinde kültür-sanatın siyasetle ve toplumla kesiştiği, zaman zaman da birbirini kestiği bazı bağlamları ortaya çıkarmayı amaçladık. Katılımcılarla görüşmelerde Kürtçe müzik kasetlerin neden, nasıl ve nereye gömüldüklerini sorduk. Gömülen kasetlerin mekansal hafızasını yaratmak için bir dijital harita hazırladık.

Kuir Eğlencenin Peşinde

Helin Batar

Kuir Eğlencenin Peşinde podcast serisi, merkezine aldığı “LGBTİQA+ tarih, kültür ve hareketinin ne kadarını lubunyaların eğlence hayatı üzerinden izleyebiliriz?” sorusuna her bir podcast bölümünde farklı lubunyaların kişisel deneyim ve tanıklıklarını kendi sözleriyle, kendi seslerinden dinleyerek cevap arıyor. Zamansal ya da mekânsal bir kısıtlamaya gitmeyen podcast serisi, Türkiye LGBTİQA+ hareketi için önemli olduğu düşünülen çeşitli olay ve temaları aynı temel soru çevresinde araştırıyor. Toplumsal hafıza ve kültürün kıymetli parçaları olsalar da çoğunlukla göz ardı edilen eğlence pratik ve mekânlarının hafızasını tutmayı amaçlayan bu podcast serisi; kuirlerin dünyanın hemen her yerinde eğlenme alışkanlık, motivasyon ve tarihleriyle diğer toplumsal gruplardan ayrılmasını ve eğlencenin, eğlence mekânlarının LGBTİQA+ hak mücadelesinde kritik yere sahip olmasını başlangıç noktaları olarak alıyor.

Tecritin Gölgesinde Mektuplar

Zehra Nazlı

Tecritin Gölgesinde Mektuplar Projesi, 2003-2006 yılları arasında Ankara Sincan Kapalı F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan bir mahkumun, bu süre zarfında ailesiyle gerçekleştirdiği mektuplaşmalara odaklanır. Projenin amacı, bu süreçte biriktirilmiş mektuplar, resimler, fotoğraflar ve diğer materyaller aracılığıyla F Tipi cezaevlerindeki tecrit politikalarının izini süren bir görsel anlatı arşivi oluşturmaktır. Bu noktada yaşananlar ve kaydedilenler bireysel bir deneyim ve hatıra olmanın ötesine geçerek bir dönemin ve sistemin tanıklığını yapan bir tarih arşivine dönüşme potansiyelini taşır. Ancak bu proje en çok da tecritin insanlar üzerinde yarattığı duygusal ve sosyal etkinin yansımalarını hissedilebilir kılmanın peşindedir. Proje çıktısı, bir sanatçı kitabıdır. Tasarım sürecinin son aşamasında olan kitabın 2024 yılında basımı planlanmaktadır.

Stêrka Li Ser Xetê

Bêrîvan Saruhan

1993 senesinin mart ayında dönemin Jandarma Birlik Komutanı Hasan Atilla Uğur ve yönetimindeki bir grup asker, Mardin’in Kızıltepe ilçesine bağlı o zamanlar kasaba şu an mahalle olan Suriye/Rojava sınırına sıfır noktasındaki “Dirbesiyê” isimli yerleşim bölgesindeki bir eve baskın düzenler. Baskın gerekçesi olarak evdeki demir pencere korkuluklarında bulunan yıldız simgesinin PKK’yi temsil ettiği ev halkına söylenir ve pencerelerdeki yıldız simgesinin derhal sökülmesi emredilir. Pencerelerdeki yıldız simgeleri o gün pencerelerden sökülür ve pencerelerdeki yıldız simgesinin olduğu kısım içi boş bir çember halinde kalır. Olayı yaşayanlar 70’li yılların sonlarında evin pencerelerini yaparken kaynak ustasının pencere demirlerine yıldız simgesini eklediğini ve civarda bulunan birçok evin penceresinde yıldız simgesinin olduğunu söylemek isteseler de yaratılan korku atmosferi sebebiyle herhangi bir karşı çıkış sergilemeden doğrudan yıldız simgesini sökerler. Bu çalışma ile, kültürel bir simgenin hatta orda olduğu fark edilmeyen bir simgenin, şu anda da bölgede birçok ev ve yapının pencere ve kapılarında bulunan yıldız simgesinin o zaman zarfında nasıl bir suç unsuru haline getirildiğini, bu olayı yaşayanların gözünden ve dilinden dinliyoruz. Ayrıca Suriye/Rojava sınırında bulunan Dirbesiyê’de yaşayanların anılarında kalan güzel dönemlerden sonra sınıra mayın döşenmesini, 12 Eylül 1980 askerî darbesi döneminde sınırın kapatılması ile beraber ekonominin kötüleşmesini ve son olarak Türkiye-Rojava çatışmalarından sonra köydeki insanların göç etmesine dair yaşanmışlıklara tanıklık ediyoruz.

Tokat’ın İki Hikâyesi

Uğur Yıldırım

Bu projede Tokat’ın Geç Osmanlı/Erken Cumhuriyet dönemlerinde günümüze gelen dönüşümünün izi, iki farklı etnik grubun hafızalarında kalanlar üzerinden sürülmektedir. Tokat Çerkesleri, 1860’larda Çerkes Soykırımı nedeniyle Kafkaslardan Osmanlı topraklarına geçmek zorunda kalmışlardır. Tokat da yerleştikleri kentlerden biri. Ermeniler ise yüzyıllardır Tokat’ta yaşamış ancak 1915’de Ermeni soykırımı nedeniyle bu kentteki varlıkları neredeyse bitirilmiştir. Projenin temel çıkış noktası, proje gönüllüsünün Çerkes anneannesi ile aynı dönemlerde Tokat’ta dünyaya gelmiş Agop’un hikayelerinden başlayarak Tokat’ın bu hikâyesinin bir kısmını aktarmak. Agop’un kitabının başlığında memleketim dediği, gönüllünün anneannesinin de memleket olarak nitelendirdiği bir şehir Tokat. Agop’un özlem duyduğu göç etmek zorunda kaldığı, atalarının ve kendisinin evi olan bir Tokat var. Diğer tarafta ise Kafkasya'da yüzlerce yıllık Çerkes yurdunu terk etmek zorunda kalmış, Tokat’ı yeni bir ev olarak gören bir grup var. Bu nedenlerle de bu iki grubun Türkiye Cumhuriyeti ile olan ilişkilerine ve kimlikleriyle ve dilleriyle olan ilişkilere bakmak amacıyla bu proje ortaya çıkıyor. İki grubun  yaşadıkları arasında nasıl farklılıklar ve benzerlikler olduğunu görmek de araştırmanın bir başka amacı.

İzmir Mekânları Üzerinden 100 Yıllık Politikaları Tartışmaya Açmak

Bilge Martan

“Kent, içinde yaşananların ve yaşayanların tümünün hikayesinin toplamıdır.” Henri Lefebvre’e göre kent, bir toplumun arazideki izdüşümüdür. Mekânlardaki tüm yaşanmışlıklar, bugün ve gelecekte potansiyel bir hatırlamaya neden olur. Bu hatırlama eylemi ise mekânların bireysel ve toplumsal bellek oluşumuna katkısıdır. Hafıza Merkezi’nin Hafıza ve Gençlik çalışması kapsamında, İzmir’in hafızasını mekânlar üzerinden okumayı amaçladım. Çalışmanın süreç içinde genişletilmeye ve derinleştirmeye ihtiyacı olduğu açıktır. Bu çalışma kapsamında, seçilen beş mekânın dönüşüm ve değişimi üzerinden İzmir politikalarına dair anlatı ve tartışma sunulması hedeflenmektedir.

Mekanlârdan biri, şu an yerinde İzmir’in en bilinen parklarından, yakın zamana kadar uluslararası fuara da ev sahipliği yapmış Kültürpark’ın bulunduğu Haynots Ermeni Mahallesi’dir. Mahalle, 1922’de yaşanan Büyük izmir Yangını’nda moloz yığınına dönüşmüştür. İkincisi, adını Ermenilerin kurduğu basımhaneden alan Basmane garı ve çevresidir. 1922 öncesinde yoksul sefaradların yaşadığı, şimdi de Suriyeli göçmenlere yaşam alanı olan kortejolar, sinagoglar, kiliseye ve şu anki kullanımlarına değinilecektir. Üçüncü mekân, Ermeni, Giritli mübadil ve ardından Kürt hafızasını barındıran Kadifekale olarak belirlenmiştir. Dördüncü mekân, sermaye üzerine bir çekişmeyle İzmir'in merkezinde çukur olarak kalan, utanç çukuru olarak da anılan eski Ermeni Hastanesi’nin yeridir. Beşinci ve son mekânımız ise İzmir yangınından sonra Selanik’ten mübadele ile gelen Romanlar tarafından yaşamın yeniden kurulduğu, Rumca “Ölüler Yeri” anlamındaki Mortakiya’dan dönüşen adıyla Murtake, bilinen kullanımı ile Teneke mahallesi, resmi adıyla Ege Mahallesi’dir.

1966 Ortaca Olaylarını Anlamak

Zeynep Kösedağ

İlgili literatürde Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sivil Alevi katliamı olarak geçen Ortaca Olayları, 1966 Haziran’ının ilk haftasında başlıyor. Çıkış noktası toprak kavgası olan 1966 Ortaca Olayları, elem bir tecavüz olayı ile boyut değiştiriyor. Meselenin özünde olmayan bir durum ortaya çıkıyor; Alevi-Sünni çatışması. Gerek medyanın bu şekilde dillendirmesi gerek bazı kişilerin davranışları olayların büyümesine ve ilerlemesine neden oluyor. Her ne kadar katliam olarak anılsa da yaptığım araştırmalar ve görüşmeler sonucunda katliam olmadığına kanaat getirdim. Ancak katliam olmasa bile yaşananlar hafife alınmamalı. Can ve mal kaybının yanında uygulanan şiddet ve baskılar tarihten hiçbir zaman silinmeyecek, toplumsal travmalardan, sarsıntılardan biri olarak kalacak.

 
5. Saha ziyaretleri 

Antakya saha ziyareti, 8-11 Eylül 2022

On altı katılımcımız ve dört proje danışmanımız ile birlikte Antakya’ya bir saha gezisi düzenledik. 8–11 Eylül 2022 tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz saha gezisi sırasında Ali İsmail Korkmaz Vakfı’na misafir olduk, Zenginler Atölyesi ile Armutlu mahallesinde bir hafıza turu gerçekleştirdik, Vakıflı Köyü’nü ve köy içinde yer alan Musadağ Müzesi’ni ziyaret ettik, danışmanlarımızdan Seda Altuğ’dan Hatay’ın kent tarihini dinledik.

▶ Antakya saha ziyareti programı için tıklayın.

Belgrad saha ziyareti, 21-23 Haziran 2023

YIHR Sırbistan ve Hafıza Merkezi, 21-23 Haziran tarihleri arasında Belgrad’da “Türkiye ve Batı Balkanlar’da Hafızalaştırma Perspektifleri” başlıklı üç günlük bir saha ziyareti ve çalıştay düzenledi. Çalıştay, Türkiye’den 15 ve Sırbistan’dan 5 genç hafıza aktivistine, hafızalaştırma süreçleri ve Sırbistan ile Türkiye’de savaşı ve savaş suçlarını anma kültürü hakkında bilgi alışverişi yapma ve aktivist deneyimlerinden öğrenme fırsatı sundu. İlk gün Holokost Araştırma ve Eğitim Merkezi’nden (Center for Holocaust Research and Education) Nikola Radić eşliğinde Belgrad’da bulunan birkaç anıta ziyarette bulunma ve detaylı olarak sosyal kullanım ve yanlış kullanımı tartışma fırsatı bulduk. Belgrad’daki İnsan Hakları Hukuku Merkezi’nden (Humanitarian Law Center from Belgrade) bir araştırmacı olan Jelena Jovanović, HLC’nin hafıza alanında son birkaç yılda gerçekleştirdiği dijital anıtları katılımcılara sundu. Sunulan projeler arasında Kosova Hafıza Kitabı, Batajnica Anıt Girişimi ve YIHR tarafından yürütülen Voices of Victims projesi gibi örnekler vardı. Çalıştayın sonunda YIHR Sırbistan’dan Marko Milosavljevic, katılımcılarla gizli toplu mezarlara ilişkin bir etkinlik yürüttü. Etkinlik, 744 Arnavut mağdurun kalıntılarının bulunduğu Sırbistan Polisi Özel Anti-Terör Birimi eğitim merkezinin girişi önünde düzenlendi.

▶ Belgrad saha ziyareti programı için tıklayın.

Gökçeada saha ziyareti, 13-16 Eylül 2023

13–16 Eylül 2023 tarihleri arasında Gökçeada/İmroz adasına bir saha gezisi düzenledik. Zeytinliköy’de bulunan kilisede Rum okulların açılışı onuruna düzenlenen ayine katılıp okul müdürü ve müzisyen Stelyo Berber ile İmroz’un Rum nüfusunun geçmişi ve bugününü konuştuk. Rum köylerini ve eski açık cezaevini gezdik ve danışmanımız Foti Benlisoy’dan Gökçeada’nın tarihini dinledik.

▶ Gökçeada saha ziyareti programı için tıklayın.

Fotoğraf galerisi

Ali İsmail Korkmaz Vakfı'nı ziyaret, Eylül 2022.
Ali İsmail Korkmaz Vakfı'nı ziyaret, Eylül 2022.
Armutlu mahallesi hafıza turu, Eylül 2022.
Vakıflı Köy'de bulunan kilise, Eylül 2022.
Vakıflı Köy'de bulunan Musadağ Müzesi önünde grup fotoğrafı, Eylül 2022.
Dr. Seda Altuğ'dan Hatay kent tarihini dinliyoruz, Eylül 2022.
Antakya saha ziyareti, Eylül 2022.
Antakya saha ziyareti, Eylül 2022.
Antakya saha ziyareti, Eylül 2022.
Gökçeada saha ziyareti, Eylül 2023.
Gökçeada saha ziyareti, Eylül 2023.
Zeytinliköy'de çekilen grup fotoğrafı, 13 Eylül 2023.
Gökçeada saha ziyareti, Eylül 2023.
Stelyo Berber'den Zeytinliköy'de bulunan Gökçeada Rum İlkokulu'nun tarihini dinliyoruz.
Danışmanlarımızdan Foti Benlisoy'dan Gökçeada tarihini dinliyoruz, Eylül 2023.
Stelyo Berber'den Zeytinliköy'de bulunan Gökçeada Rum İlkokulu'nun tarihini dinliyoruz.